n

n

n

n

n Şiir kitaplarımdan VARDİYA ve TUT Kİ adlı eserlerimi önüme koyarak imzalamamı istedi:

n

n “Adınız?” dedim.

n

n “… “ dedi.

n

n “Güzelmiş adınız, hocamın adı.” dedim.

n

n Gülümsedi.

n

n Şiir kitaplarımı “… a saygımla…” yazıp, tarih ve imza atarak imzaladım.

n

n Teşekkür etti.

n

n “Ben de şiir yazıyorum bakabilir misiniz?” dedi.

n

n “Tabi bakarım.” dedim.

n

n Elindeki kağıdı uzatırken:

n

n “Dünya klasiklerinden okuduklarınız nelerdir?” dedim.

n

n “Sefiller romanını okudum.” dedi.

n

n “Daha başka?”

n

n “Okuyacağım.” dedi.

n

n “Çağdaş eserlerden?”

n

n “Elif Şafak’ ın Aşk romanını okudum.” dedi.

n

n “Ya, şairlerden?”

n

n “Lisede edebiyat kitaplarında okuduklarım işte!.” dedi.

n

n ”Şimdi dershaneye gidiyorum okumaya pek zamanım olmuyor ama dini kitapları daha çok okuyorum.” dedi.

n

n Konuşması akıcı ve güzeldi.

n

n Birden yutkunarak, başındaki türbanı düzeltti.

n

n Şiirini okumaya başladım.

n

n Okumaya başlar başlamaz da yazdığının şiir değil nesir olduğunu gördüm.

n

n “Yazdığınız, şiirden çok nesir.” dedim.

n

n “Nasıl yani?” dedi.

n

n “-Rabia- adlı bu şiirinde, bağlaçlar kullanarak övgüler düzmüşsün kendince…” dedim.

n

n Birden dikkat kesildi!.

n

n Ceylan gibi gözlerini gözlerime dikti.

n

n “Biliyorsun duygu, düşünce ve hayallerin cümleler içerisinde anlatılmasına nesir diyoruz. Yani nesir kısaca düz yazıdır. Ya da sözdür. Bunu dilbilgisi kuralları içerisinde yapıyoruz. Tabi bu arada edebiyat türlerini de bilmemiz gerekiyor:

n

n “Örneğin tiyatro, öykü, roman, masal, makale, söyleşi, deneme, biyografi gibi edebiyat türlerinde nesir kullanılır. Oysa şiirde nesir olmaz. Şiirde dize olur. Biliyorsun üsluba göre nesrin türleri de vardır. Sade olan, süslü olan gibi… Senin bu yazdığın şiirden çok nesir olmuş! Hem de süslü nesir!” dedim.

n

n Şaşkındı!

n

n Yazdığına övgü beklerken nedense utanmıştı.

n

n Boğazı düğümlenmiş bir şekilde:

n

n “Tamam hocam da en basitinden söyleyin, ne yapmalıyım?” dedi.

n

n “En basit yöntemi, şiir dizelerinde bağlaçları kullanma!.” dedim.

n

n “Nasıl yani?” dedi.

n

n “Ve, ile, ki “ gibi bağlaçları şiir dizelerinde kullanma, bu seni ‘nesir’e düşürür.” dedim.

n

n “Tamam.” dedi.

n

n “Okuduğun dini kitapların yan sıra çok ama çok okumalısın… Dünya klasiklerini, bizim klasiklerimizi, çağdaş eserleri ve evrensel başyapıtları… Mesela neyi nasıl yazmışlar ona bakarak kendi üslubunu yaratarak yazmalısın. Tamam mı” dedim.

n

n “Tamam hocam. Teşekkür ederim. Acaba birlikte fotoğraf çektirebilir miyiz?” dedi.

n

n “Olur.” dedim.

n

n Arka sıradaki okuyucuma cep telefonunu vererek, bendenizle fotoğraf çektirdi.

n

n İmzaladığım şiir kitaplarımı çantasına koyarak gitti.

n

n Sıradaki okurum masama yaklaşırken, arkasından baktım.

n

n Beynini kapatmayan türbanı rüzgarda savruluyordu…

n

n Elinde şiir bildiği nesir yazısı ile yoksul çoğunluğun içinde yürüyordu…

n

n ***

n

n Gün gelecek sanatın vaaz ve irşat için hutbe minberi olmadığını bilecekti.

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n