Başarılı bir geçmişin güçlü bir gelecek getireceği şüphesiz doğrudur. Ancak bu başarılı olma sürecinde çocuklar ve gençler ne kadar kendilerini tanıyarak kararlar alabiliyor? Öncelikle kabul edilmesi gereken şudur; Başarı diğerlerinin önünde ya da arkasında yol almak ile ölçülebilecek bir kavram değildir. Başarı; kişinin bireysel yeteneklerini avantaja dönüştürebilmesidir. Bu açıdan baktığımızda başarının mutlak değerleri yoktur. Kişiden kişiye değişen bir olgudur.
Tek tip insan yaratmayı amaçlayan eğitim sistemi içerisinde çocuklarımız ve gençlerimizi kaybetmeden yol almak, ezbere dayatılmış matematik, edebiyat, fizik gibi derslerden daha önemlidir. Üniversiteye kadar gelebilmek için geçilen yolların hepsi nihai hedef için bir araçtır amaç değil! Öncelikle ''Herkes her şeyi bilemez'' gerçeği aileler tarafından kabul edilmelidir. Bu kabul ediş nihai amaca ulaşmadaki süreci daha başarılı kılacaktır.
Einstein'ın da dediği gibi; ''Aslında herkes dahidir. Ancak bir balığı ağaca tırmanma becerisine göre değerlendirirsen, balık, ömür boyu aptal olduğuna inanacaktır...'' Bu durumda gerçek başarıya giden yolun ilk adımı kişinin olduğu gibi kabulüdür. Her birey farklı bir dünyadır. Gençlerimiz, çocuklarımız alışılmışlığın aksine tekdüze zihinler değillerdir. Bu sebeple ''komşunun çocukları'' ile kıyaslanan çocuklar kalabalık bir yolda kaybolma korkusuyla var olan kişisel becerilerini kaybedebilmektedirler. Bu kayboluşun önüne geçmenin tek yolu bireye kendisini tanımasına fırsatı vermektir. Mevcut durumu kabullenmek ve mevcut durumu geliştirmek başarıya giden yolu, mutlu bir hayata taşıyacaktır.
Eğer bir balığınız varsa; onu ağaca çıkarmaya çalışmayın yoksa kaybedersiniz. Yüzmesine izin verin ne kadar başarılı olacağını göreceksiniz…