Fındık üreticisi,

"tekel" konumunda
olan
yabancı bir firma
ve işbirlikçilerinin;
serbest piyasa koşullarını
zorlayarak
fiyatı 15 liradan
11 liraya kadar
geriletmesi sonucunda,
mağdur durumda...
Elbette, piyasaya
para girmeyince
küçük esnaf ve sanatkar da
bu mağduriyet zincirinin
bir halkası...
Alivreci olmayan
ve ürünün
değeriyle satılmasından yana
olan ihracatçılar da
bu halkanın içinde...
Ülkenin tarımsal ürün ihracatında
lokomotif konumunda olan
fındıktan gelen döviz girdisini de
hesap edersek,
devlet de mağdur listesinde...
Çünkü, fındığı daha dalındayken
satan "alivreci" ile
en büyük alıcı durumundaki
İtalyan firmasının
Trabzon'daki şirketi,
aynı amaçla
aynı safta...
Avrupalı alıcı,
parasal yönden
güçlü yapının
fiyatları aşağıya çektiğini
bildiği için de
beklemede...
İlk kez ihracat
bu yüzden düştü...
Avrupalı, rekoltenin
düşük olmasına rağmen
fiyatın bu kadar
gerilemesi karşısında,
haklı elbette...
Onlar da malı ucuza
kapatmak peşinde...
Karadeniz'de 8 milyon insanın
geçim kaynağı olan
ve ülkenin en çok döviz girdisi
sağlayan tarımsal ürünü
fındığın kaderi,
tekelin eline
bırakılırsa,
olacağı budur elbette...
Ve böyle giderse
fındık fiyatının,
9 liraya kadar düşmesi
normal olur...
Bu köşede defalarca,
"Piyasayı birkaç şirketin
inisiyatifine bırakmamak
gerekir, TMO alımlara
başlasın" diye yazdım...
O günlerde, bazı bakanlar,
TMO'dan söz edince,
piyasa canlanmıştı...
Üretici de bu yüzden
beklenti içindeydi...
Dedim ya...
Sadece üretici değil,
büyük bir çoğunluk
fındıkta mağduriyet yaşıyor...
Bu oyunu bozmak,
fındık üreticisine desteğini
hiç esirgemeyen
AK Parti iktidarının
görevidir...
Mümkün görünmese de
ya "taban fiyat" uygulamasına
yeniden dönülecek ya da
TMO piyasaya girecek!..
Yoksa, spekülatörler
fındıkla
oynamayı
sürdürecektir!..