İstiklal mücadelesinin olduğu dönemler hariç, Türkiye iç ve dış düşmanlar tarafından bu kadar abluka edilmemişti. Kırk yıla yaklaşan süre içinde PKK terör örgütü ile verdiğimiz mücadelede, ülkemiz büyük oranda kan kaybetmiştir. Sonuçta 10 binlerce şehit ve 40 bine yakın masum insanın kanı dökülmüştür. Öncelikle PKK yöneticileri şu soruyu kendi kendilerine sormak durumundadır: Biz böyle terör saldırılarının sonunda ne kazandık? Bu soruya verilecek cevap ise çok basittir. Bu kadar kan dökülmesine karşılık, elde ettikleri hiçbir şey de yoktur. Yalnız ileri sürecekleri kendilerine göre tezde haklı olabilirler mi? Şöyle ki, 'her zaman dünya gündeminde kalmak için bu terör faaliyetlerini yapıyoruz' diyebilirler. Buradaki ifadede, ince ayrım farkını da ortaya koymak durumundayız. Zaten müstevlilerin yönetiminde oldukları ve onlar tarafından yönlendirildikleri için de onların hep gündemindedirler.

Tarihi çok iyi bilmek ve yapılan hatalardan ders almak gereği vardır. Dört yüzyıl Arapları Batıdan koruyan Osmanlılara karşı, Haçlılarla bir olup, Türklerle savaşan Arapların düştüğü duruma bakmak yeterli olacaktır. Bugün Kürtlerin ağızlarında olan, Türkler tarafından haklarımız gasp edildi, onlardan zulüm gördük, asimilasyona tabi tutulduk gibi sözler; Birinci Dünya Savaşı öncesi Arapların ağızlarındaki sloganlardır. Şimdi şöyle bir beyin jimnastiği yapalım: Harita üzerinde cetvel ile çizilerek ortaya konulan Arap ülkelerinden hangisinde demokrasi, insan hakları vardır. Toprak altındaki onca zengin petrole karşılık, normal Arap'ın hayat seviyesi değişmiş midir? Ben Suudi Arabistan'a gitmedim ama, Arabistan'daki yaşam, Osmanlılardan kalan seviyede devam etmektedir. Kaldı ki, Osmanlılar Arap petrollerinden yararlanmamış, onları sömürmemişlerdir. Aksine oralara büyük yatırımlar yapmışlardır. Madalyonun diğer tarafına baktığımız zaman, batılıların Arap'lar arasına soktukları etnik, dini ve mezhep ayrımları ile, birbirine dost olan Arap ülkesi olmadığı gibi, ülke içindeki gruplar birbirlerinikıyasıya öldürmektedirler. En ağırıma giden de, kendi aralarındaki problemlerin çözümünde, Hıristiyanlardan icazet almaktadırlar. Aklı başında olan ve iyi tarih bilen birisi lütfen bana açıklasın; üzerinde güneş batmayan İngiltere imparatorluğunun idaresinde olup da, ondan kurtulan hangi ülkede huzur ve demokrasi vardır. Onlar bu ülkeleri terk etmeden önce nifak tohumlarını ekerek, o ülkeleri terk etmişlerdir. Onun için 1000 yıllık sürede beraber yaşadığımız, etle tırnak olduğumuz Kürtlerin, bir adım atmadan önce, bin kere düşünmeleri gerekir. Batılıların onlar üzerinde ve onların hayrına olmayan projeleri vardır.

Şunu açıkça ortaya koymak gereği vardır ki, FETÖ terör örgütünün de, PKK'dan farkı yoktur. Birisi etnik, diğeri ise cemaat üzerinden Ülkemizi parçalamak istemektedir. Ziya Paşa'nın;

Yaktı nice canlar, o nezaketle tebessüm,

Şir'in dahi kastetmesi cana gülerektir. Terkibi bendi unutulmamalıdır. Batılıların çıkarları için insanların yüzüne gülmelerin inanmamak gereği vardır. Zira, aslanın bile cana kastetmesi gülerektir. Orta Doğu'daki Müslüman ülkelerin davranışlarına baktıkça, esef etmemek mümkün değildir. Onların hepsi, 3. bin yılda, tüm dünya Hıristiyanlaştırılacak tezine hizmet etmektedir (Başta Papalık olmak üzere, Amerika'daki, Evangelist, Neocon ve diğerinin ifadeleri). Ortada hiç de saklı gizli bir şey yoktur, her şey alenen yapılmaktadır. Anlamayana davul zurna bile az gelmektedir. Allah akıl fikir versin. Saygılarımla.