Asan Oca, Asan Oca… İsteyim sana bi şey surayım…Ayırdır Üsmen Aga? Süüle bakayım, ne surarsın?Geçen gün pazara gittim. Süylemesi ayıp, te şöyle goca bir bal gabağı aldım.

Eee? Napacan bre şimdi bal gabağını?

İsteyim bigabak tatlısı yapayım.Yapsaydın, kim tuttu seni?Tam gabağa bi pıçak vuracaktım ki televizyonun sesini işittim. Kafirlerin 'cazular bayramı' varmış. Bal gabağını oyup kaş göz yaparlarmış. Te öyle eşkere gezerlermiş. Ben de tereddüt ettim, 'cazular bayramında gabak tatlısı yapmak caiz midir?' diye…

Hmm… O iş şöyle Üsmen Aga: Eğer ki gabak tatlısını evde kendin pişirip kendin yirsen günah olur. Ama, pişirdikten sonra cami ocasına ikram edersen caiz olur. Ya?

Elbet üüle be ya… Hele gabak tatlısının üstüne gaymak koyup bi de fındık fıstık serpiştirirsen var ya! Caiz olmakla kalmaz sevap bile olur!

Üsmen Aga, dün sizin evden patırtılar geliyordu. Bir hangi yaramazlık olmasın?

Sorma Osman Aga! Yengenle bizim gelin gene kapıştılar, vallahi zor ayırdık.

Niye be ya?

Kabahat bizim gelinde! Sen git kaynanasının elini öp!

Öpecek elbet… Gelin kısmı, kaynanasının elini öper… Ne var bunda?

Üüle tabii… Ama öperken de 'cazular gününüz mübarek olsun' diye kıs kıs gülmeyecek… Üüle değil mi Osman Aga?Üüle tabii Üsmen Aga… Üüle…Üüle…

'AVRASYA' BİZİ ÇAĞIRKEN…

Son zamanlarda yeni bir kavram üfleniyor kulaklarımıza… Bir ideoloji midir, yoksa bir ittifakın adı ya da yeni bir soğuk savaşın ayak sesleri midir bilinmez!

Adına 'Avrasyacılık' dedikleri bu terim aslında, ABD ve müttefiklerine karşı Çin ve Rusya'nın ağırlık merkezi oluşturma gayretlerinin fikren içini doldurma çabasından ibaret gibi görünüyor. 'Shangay Beşlisi' diye isimlendirilen bu ittifaka, başlangıçta Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan üyeydi, sonradan Özbekler de katılınca altı oldular. Hindistan, İran, Pakistan ve Moğolistan'ın gözlemci üye olmasıyla beraber bu örgüt, uluslararası alemde giderek önemli bir aktör haline geldi.

Lakin üye ülkelerin yönetim şekilleri, siyasi tarihleri ve çıkarları arasından aralarında pek çok benzemez nokta var. Şimdilik bir takım ortak menfaatler onları bir arada tutuyor. Buna karşın İran'daki molla rejimi ile Çin'deki komünizm - kapitalizm kırması rejim arasında hiçbir benzerlik yok. Aynı şekilde yayılmacı Rus siyaseti ile Orta Asya ülkelerinin ya da Pakistan'ın ne zaman karşı karşıya geleceğini kim bilebilir?

Bu benzemezlikleri unutturup, Shangay Örgütü'nü ortak bir fikriyatta bir arada tutma ihtiyacı duyan Putin Rusyası, şapkasından 'Avrasyacılık' diye bir tavşan çıkardı. Ha gayret, hinterlandındaki ülkelerin kamuoylarına bunu fısıldıyor. Türkiye de bundan nasibini alıyor. Zira son yıllarda Batı ittifakı ile yaşadığımız derin sorunlar nedeniyle bizim bir arayışa girebileceğimizi Ruslar da görüyor olmalı… Üstelik kelime anlamına uygun biçiminde gerçek Avrasya ülkesi olma niteliğine sahip bir ülke Rusya ise öteki de biziz!

Peki nedir bu Avrasyacılık? Kısa bir literatür taraması yaptığınızda karşınıza bu terimin ilk olarak 20. Yüzyılın başlarında ortaya atıldığını görüyoruz. Tıpkı Osmanlı'nın çöküş döneminde ortaya atılan İslamcılık, Turancılık, Osmanlıcılık, Batıcılık gibi arayışlara benzer biçimde, Rus İmparatorluğunun kendisine çıkış aradığı dönemlerde ortaya atılmış bir fikir olarak karşımıza çıkıyor. 'Ruslar, Avrupalılardan farklı, Asya milletleri ile Avrupa milletleri arasında bir köprü, her iki coğrafyada üretilen medeniyetin kültürel mirasçısıdır.' ana fikri etrafında geliştirilen bu tez, o dönemin koşullarına uygun olarak Rus Milliyetçisi ve hatta emperyalist bir çizgideydi.

Geçen yüzyılın puslu tarihi içinde unutulup giden bu fikir, Doğu Blokunun yıkılması ve ardından karizmatik lider Putin'in Rus İmparatorluğu'nu yeniden toparlama projeksiyonu içinde yeniden küllerinden doğdu. Bu fikri ünlü sosyolog ve siyaset bilimci Alexander Dugin'in oluşturduğu felsefe ile çağın koşullarına uygun hale getirmeye çalışan Rusya, şimdilerde 'yeni Avrasyacılık' adıyla Shangay Örgütünün ideolojisi haline getirmeye çalışıyor.

Yeni Avrasyacılar, dünyayı iki kutupta okuyor: Birincisi, ABD'nin kurduğu büyük okyanus imparatorluğu ve onun müttefikleri… İkincisi ise kadim Asya ve Doğu Avrupa milletlerinin kurduğu kıta ülkelerinin oluşturduğu ittifak…

Bir anlamda Yeni ve Eski Dünyaların var oluş mücadelesi… ABD'nin kurduğu savaş ittifakı Nato'ya karşı iş birliği yapan kadim medeniyetler… Türkçesi, yeniden iki kutuplu dünyaya dönüş! Komünist Varşova Paktı'nın yerini alacak Avrasyacı Shangay Paktı!

Peki bu yeni dünyanın bu gerçekleri bize hangi sürprizleri hazırlıyor acaba? Bu soruya kafa yormadan önce kısaca yakın geçmişi hatırlamakta yarar var. Amerika'da neo-con denilen post modern emperyalist yapının iktidara gelmesiyle gün yüzüne çıkan İslamcı yeşil kuşak ve ardından Büyük Ortadoğu Projesiyle büyük baskı altında kalan Türkiye Cumhuriyeti, 21. Yüzyılla beraber derin bir ekonomik ve siyasi çalkantı sürecine girdi. 2001 ekonomik krizi, ülkücüleri, liberalleri ve Ulusalcıları aynı anda çarptı. Türk siyaseti adeta resetlenirken, Amerikan planlarına direniş gösteren askerimizin başına önce çuval geçirildi. Devletin tüm kurumlarına, Amerikan güdümlü sinsi bir yapı hızla hakim oldu. İslamcı Yeşil kuşak projesinin Türkiye versiyonu kuyumcu titizliğiyle kamu otoritesine sızdı. yrılıkçı PKK palazlandı. Sınırlarımızın hemen dibinde IŞID ve Suriye PKK'sı terör devletleri kurdu. Bütün bunlara tepki gösteren Türk hükümeti, önce batı ittifakından dışlandı, ardından da 15 Temmuz darbe girişimiyle yüzleşmek zorunda kaldı. Şimdi, bu sıkıntılı süreçten, sert tedbirler alarak ve dış politikada silahlı güç kullanarak çıkmaya çalışıyoruz.

Batı ittifakıyla ilişkilerimizin adeta kopma noktasına geldiği bu andan itibaren bize göz kırpan Avrasyacı Putin'in cazip davetine mi icabet edeceğiz ve tüm siyasi kültürümüzü ona göre mi restore edeceğiz… Yoksa batı ile olan bağlarımızı yeniden tamir etmenin bir yolunu mu bulacağız… Bunu galiba biraz da 8 Kasımdaki seçimlerde kazanacak yeni Amerikan başkanının izleyeceği siyaset belirleyecek.

Avrasyacılık mevzusu epey derin… Yoğun gündem içinde fırsat bulabilirsek 'Avrasyacılık ve Ülkücülük' konusunda da karşılaştırmalı bir analiz yapmak isteriz. Zira Avrasya denen geniş coğrafyanın, ne geçmişini ne de geleceğini Türkçülük'ten ayrı düşünmek mümkün olabilir…