Son dönemde yurtdışı ve yurt içinde meydana gelen gelişmeler ekonomimiz üzerinde stres yaratmaya devam ediyor.

Yurtdışı

Fed'in faiz artırımına yönelik küresel beklentiler, ABD'de yapılacak olan seçimler, ABD'nin üçüncü çeyrekte yüde 2,9 oranında büyümesi , İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma süreci (Brexit) , Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) Brexit sürecine yönelik hamle yapmayıp politikasını devam ettirmesi, Çin'in üçüncü çeyrekte büyümesini devam ettirmesi, Japonya'nın deflasyon ile mücadelesi , petrol üretimi konusunda üretici ülkelerin üretimi azaltmaya yönelik kararları ancak somut adımların atılmayışı…

Yurt İçi

15 Temmuz ülkeyi bölme girişimi ve bölücü terör örgütleri ile devam eden mücadele, Suriye ve Irak, temmuz ayında gerileyen sanayi üretiminin ağustos ayında toparlanma sinyalleri, ihracattaki düşüşün ithalattaki düşüşü aşması sonucu dış ticaret açığı üzerine olumsuz etkisi (% 14,1 Artış) , azalan vergi gelirlerine bağlı olarak bütçe açığında büyüme eğilimi (16,9 milyar TL) , TÜFE'de düşüşün devam etmesi, jeopolitik gelişmeler sonucu özellikle turizme bağlı olarak işsizlik oranındaki artış ( % 10,7) …

Yurtdışı ve içindeki bu gelişmeler, ekonomide kusursuz bir fırtınanın oluşumunu sağlayabilir.

Şüphe yok ki finans kuruluşlarının kredi kullandırmada agresif tutumları kusursuz fırtına oluşum sürecini tetiklemektedir.

Finans kuruluşlarımızın sadece kredi faiz oranlarında indirime gitmesi yeterli değildir. Özellikle KOBİ'lerimize yönelik orta ve uzun vadeli finansal enstrümanları harekete geçirmesi, kusursuz fırtınanın oluşmaması için kısa vadede yapılabilecek bir hamle olarak öne çıkmaktadır. Elbette bu enstrümanların kullandırımında gayrimenkul ipoteği dayatmasını bir kenara bırakarak taşın altına ellerini koyup, İşletme Rehini , KGF gibi alternatifleri de değerlendirmeye almaları unutulmamalıdır.

KOBİ'lerimizin daralan ihracat lokasyonlarını büyütmeye yönelik mavi okyanuslarını (Rekabetten uzak, düşük ve orta teknolojik ürünler ihracatına uygun lokasyonlar) oluşturmaları, dış kaynak kullanımında orta ve uzun vadeli TL cinsinden borçlanmaya yönelmeleri , verimlilik artışına yönelik çalışmalara odaklanmaları , Endüstri 4.0'ı iyi okuyabilmeleri olası fırtınadan en az zararla çıkmasını sağlayacaktır.