Ülkemiz gerek Irak ve gerekse Suriye ile ilgili olarak iki ateş arasında bulunmaktadır. Ayrıca her iki ülkede de, birçok unsurlar ile mücadele etme durumundadır. Ortadoğu bu bakımdan çok karmaşık ilişkilerin bulunduğu bir coğrafyayı içinde barındırmaktadır. Elbette bu durumun en başta gelen faktörü ise; bu coğrafyada yaşayanların, anlayışlarında yatmaktadır. Tarih boyunca, burada yaşayan insanlar aşiret olarak yaşadıkları için, milli birlik içinde olmamışlardır. Birçok devletin egemenliği altında yaşamak, onlar için sorun olmadığı gibi, her zaman hakkın yanında değil güçlünün yanında olmayı tercih etmeleri de en önemli vasıflarıdır. Bu bakımdan makalelerimi okuyanlar bilecekledir ki, Araplarla bir yere girmek asla mümkün değildir. Bir yere girmeyi düşünür iseniz, yarı yolda kalmayı da göze almalısınız.

Suriye cephesinde, Suriye kalkanı harekatı ile belirli kazanımları, ÖSO ile TSK gerçekleştirmiş bulunmaktadır. IŞİD fazla bir direniş göstermeden burayı terk etmiştir. Böylelikle bu terör örgütünün etkisi altındaki topraklarımızın korunması sağlanmıştır. Yalnız bu alanda iki büyük sorun bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, PYD'nin Güney sınırlarımızda Akdeniz'e doğru açmak istediği koridorda, Fırat'ın batısındaki alan ki, bu alan içinde Menbiç bulunmaktadır. ABD ile müteaddit görüşmelere rağmen, PYD bu alandan çekilmek istememekte ve direnmektedir. Bu direnişin temelinde ise, buradaki PYD'liler arkalarını ABD'ye dayamış olmalarından kaynaklanmaktadır. PYD'nin TSK karşısında dayanması asla mümkün değildir. Haritalarda gösterilen ve PYD'ye ait olduğu zannedilen alanlarda, bu terör örgütünün hiç de ağırlığı yoktur. PYD ile ilgili olarak diğer sorun ise, Afrin bölgesidir. Bu iki alan için, Türkiye'nin ne gibi projesi var bilemiyorum. Yalnız buraya yapılacak olan müdahalede, Türkiye, ABD ile karşı karşıya gelebilir. Bu alanda barışçıl bir çözümün olabileceğini de zannetmiyorum. Zira, daha önceki yazılarımda da üzerinde durduğum gibi, PYD ile ABD müttefiktirler. Elbette, bu müttefiklik eşyanın tabiatına aykırıdır. Yakın bir zaman içinde, çıkarlarının çatışacağı sebebi ile birbirlerine düşman olacakları açıktır. Çünkü teröristlerle anlaşma asla olamaz. Bu ittifaktan dolayı ABD utanmalıdır. ABD'nin böyle terör örgütleri ile yaptığı anlaşmalardan dolayı başına gelmedik kalmamıştır, ama aynı yanlışa devam etmektedir. ABD büyük İsrail projesi dolayısı ile böyle davranmaktan vazgeçememektedir. Buradaki yani, Suriye'deki faaliyetlerimiz bizi, Beşar Esad'ı destekleyen Rusya ile de karşı karşıya getirebilir.

Irak'taki durum ise, her geçen gün aleyhimize dönmektedir. Peşmerge'yi ben kimse kusura bakmasın, PKK'dan farklı olarak görmüyorum. Nitekim, Peşmergenin aldığı yerlere PKK'nın yerleşmekte olduğunu gazetedeki resimlerde görüyoruz. Musul'a yapılması planlanan harekatta PKK'nın da görev alacağını yazmıştım. Burada çok önemli diğer husus ise, Haşdi Şabi'nin, Telafer'e doğru yönelmesidir. Bu husus çok büyük riskleri içinde barındırmaktadır. Bir harekatta TSK; Peşmerge, PKK, PYD, IŞİD ve başta ABD olmak üzere bu harekata katılan 63 devletin askeri güçleri ile karşı karşıya kalabilir. Esas olarak, Türkiye'nin katılımı ile bu harekat çok kolaylıkla başarılabilirdi. Fakat, bu husus özellikle başta ABD ile 63 devletin kurguladığı planlarına karşıdır. Burada esas olarak ortaya çıkan, bir petrol yağmasının yanında, bundan daha ileri olan; Ortadoğu'da İslami bitirme, büyük İsrail ve büyük Kürdistan projesi yatmaktadır. Kul kurar, ama takdir Allah'ındır. Saygılarımla.