Son günlerde döviz kurlarındaki hızlı/yukarı doğru hareketlenmeler, Türk Lirası'nın yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesi, ekonomimizin başlıca gündemini oluşturuyor.

Döviz kurundaki bu gelişmeler, dış ticaret açığımızdan, kişi başı milli gelirimize kadar geniş bir alanı etkiliyor. Bu yüzdendir ki geçen hafta Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) hızlı bir şekilde toplandı. Toplantı sonucunda "Ekonomik gelişmeler kapsamlı bir şekilde ele alındı. Ekonomimizin direncini artıracak reformlar hızlandırılacak. Reel sektörün desteklenmesine yönelik adımlar devam edecek. Merkez Bankası fiyat istikrarı için tedbirler alacak. Piyasalardaki hareketlilik küresel kaynaklı. Etkileri sınırlamak için tedbirler gözden geçirildi" açıklaması yapıldı.

Şimdi nefesler tutuldu, Merkez Bankası uygulamalarının açıklanması bekleniyor.

Küresel gelişmelerden kaynaklı olumsuz etkiyi azaltmanın, orta gelir tuzağından çıkabilmenin yolu yok mu?

Elbette var.

Para Politikaları/Üretim Politikaları

Ülkemizin ekonomisine ve gelişimine ağırlıklı olarak Para Politikaları ile yön vermeyi bir kenara bırakarak üretim politikalarını ön plana almalıyız.

Üretim

Son yıllarda ülkemizin birçok önemli sanayi kuruluşunun imalat sanayisinden çıkarak hizmet sektörlerine ve enerji üretim sektörüne yöneldiğini görüyoruz.Bu gelişmenin sebepleri objektif olarak analiz edilerek, yakın zamanda imalat sanayimizin yabancılaşmasına yol açarak ekonomimizi zorlayacağını öngörerek kalıcı çözümler oluşturmalıyız.

Teknolojik Ürün

Ülkemizin üretim profilini düşük ve orta seviyeden ileri teknoloji içeren profile yükseltebilecek hamleleri yapmakta gecikmeyelim. Ancak bu şekilde ihracatımızın kilogram fiyatını 1,5 dolardan yukarılara taşıyabiliriz.

Nitelikli Ara Teknik Eleman

İmalat sanayimizin ve hizmet sektörümüzün ihtiyacı olan ve çözülemeyen nitelikli ara teknik personel yetiştirebilecek Endüstri Meslek Lisesi ve Teknik Liseler konusu acilen ele alınarak, doğru bir model üzerinden uygulamaya geçmeliyiz.

Ar-Ge

Ülkemizde kamu ve özel sektör tarafından Ar-Ge'ye ayrılan kaynakların daha verimli hale getirilebilmesi ve sonuca odaklı yaklaşımın oluşturulabilmesi için çözümler üretilmeliyiz.

Tasarruf

Finansman kuruluşlarımızın kullandırdığı kredilerin büyük bir bölümün yurtdışı kaynaklı olduğu gerçeğini dikkate alarak vatandaşlarımızı tasarrufa özendirilmeli ve yurt içi kaynağın oluşmasını sağlamalıyız.

Kobi'lerin Finansmana Erişimi

İmalat sanayimizin yüzde doksandan fazlasını oluşturan KOBİ'lerin finansmana erişimi konusundaki engelleri kaldırıcı tedbirler almalı, kredi teminatı, Basel Kriterleri konusunu tekrar değerlendirmeliyiz. İthal ikamesi yaratan KOBİ'lere özel finansman enstrümanları oluşturarak, cari açığa olumlu destek sağlamalıyız. İmalat sanayimizin oldukça tehlikeli sayılabilecek kısa vadeli borç yükü alınacak/uygulanacak tedbirler ile orta ve uzun vadeli yapıya kavuşturarak küresel rekabet edebilir yapıya hazırlanmasını gerçekleştirmeliyiz.

Farkındayım, reçete gibi oldu. Ancak gelinen noktaya geliş sürecimizde; yukarıda sıraladığım konuları ayrı ayrı yazılarımda ele aldım. Her konuda olduğu gibi ekonomimizi de bütünsellik yaklaşımıyla ele aldığımızda çözümün eğitimden finansmana, teknolojiden bireysel tercihlere kadar uzandığını görebiliyoruz.

Yapabiliriz.

Bize , bizden başka engel yok.

Sağlıcakla