Ergenekon ve Balyoz
gibi kumpas davalar
sırasında,
kendini polis-jandarma ve cumhuriyet savcısı
olarak tanıtanlar,
şimdi de aynı yöntemle
FETÖ operasyonlarını
fırsata çevirip,
insanları
dolandırmaya devam ediyor...
Telefondaki kişi,
ağına düşürmeye çalıştığı
şahsa,
"Şu anda FETÖ/PDY terör örgütü adına çalışan şahıslar ile ilgili ayıklama yapıyoruz."
diyor...
Sonra da polis gibi
davranan
dolandırıcı,
adresten talep ettiği parayı teslim alıyor...
Dolandırıldığını anlayan
kişi ise
polise ya da jandarmaya
başvurduğunda,
"Korkudan verdik"
diyor...
Özellikle 15 Temmuz
kahpe darbe girişiminden
sonra artan
bu dolandırıcılık kervanına,
gazeteci gibi davranan
sahtekarların da
katıldığı duyumları geliyor...
Bu tip dolandırıcıların
hedefinde ise
işadamı ve bürokratlar
var!..
Kimin hangi yöntemle
para kaptırdığı,
ancak polise veya jandarmaya
başvurduğunda anlaşılıyor...
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün
bu konuda uyarıları var ama
meselenin çözümü
"Adalet" kavramında yatıyor...
Çünkü, Ergenekon ve Balyoz davalarında,
hiç alakasız insanlar,
gözaltına alınıp sorgulanınca;
toplumdaki korku
artmış,
dolandırıcılara
fırsat doğmuştu...
İşin ilginç yanı,
bu yöntemle dolandırılanlar
arasında profesör,
mühendis ve öğretmenler
vardı...
Çünkü bu insanlar,
geçmişte yaşananları
hatırlayınca,
elbette şüpheye düşüyor...
Öncelikle şunu söylemeliyim ki
polis; FETÖ soruşturmalarında
"Ayıklama yapıyoruz"
diye hiç kimseyi aramıyor...
Ayrıca, hiç kimse
ön soruşturma ve delil
olmadan da gözaltına alınmıyor...
Başbakan Binali Yıldırım'ın
"Kılı kırk yarıyoruz"
demesi de işte bu yüzdendi...
Son sözüm;
"Çoluk çocuğunuzun helal kazanılmış
rızkını,
bu dolandırıcılara kaptırmayın
ve devlete güvenin"
olacaktır!..