Köşemiz Samsun-Ordu-Amasya çevrelerinde iki yıldır okurlarımızla buluşuyor. Gitgide okur sayısı da artıyor. Niye? Sivil toplum kuruluşlarına halktan gelen dönütlerle oluşan ciddî fikir, öneri ve taleplere tercümanız da onun için. Milletvekili adaylığım sürecinde karşılaştığım ilginç bir soru vardı:

Bize nutuk atıp gidecek misin yoksa bizi mi dinleyeceksin?

Cevabımla kararım şu oldu: Sivil toplum kuruluşlarının dolayısıyla halkın sesi olacaktım. Şimdi bu ses bayrağı ile sürdürüyorum yürüyüşümü, asla çözüm göstermeden eleştiri bataklığına saplanmadan.

14/10/2016 Cuma günkü yazımda KYK yetkililerinden aldığım bilgileri yayınlamıştım. 383 bin başvurunun 300 binini yılbaşına kadar yurtlara yerleştireceğiz, kalan 83 bin kişi de ekonomik güçlük içinde olmayacak. Çok yönlü değerlendirmeyle en başarılı ve geçinme durumu en zayıf ailelere verilecek öncelikle adalet ve kalkınma davasına yakışan yapılacak, asla kayırma olmayacaktı. Hoşuma gitti bu açıklamalar, duacı oldum kendilerine.

Ya gelen tepkiler! Kimse kusura bakmasın, artık bu tepkileri karşılayamıyorum. Yazmak zorundayım. Hakkaniyet çerçevesinde durumunun incelenmesi için verdiğim bir isim hakkında bana bir dönüş olmadı ama velisi küplere biniyor:

Diyor ki yazdıklarına karnım tok. Ben tek maaşlıyım, biri tıpta iki çocuk okutuyorum. Kitaplarını dahi karşılamakta zorlanıyorum çocukların. Devlet, bari bir çocuğumu yurduna yerleştirse ne olur! Çocuğumu, aldığım bazı desteklerle özel bir yurda yerleştirdim ama ortalık kötü, gerçekten çok korkuyorum. Günde üç defa çocuğumu arıyorum bir yaramazlık var mı diye.

Dedikleri doğru mu acaba? Bilemem ama inancım odur ki devletin artık taleplerin tamamına cevap vermesi gerekir. Niye?

Halk böyle istiyor kardeşim! Son yangın olayı da bu isteği iyice tetikledi. Rabbim o yavruları ve eğitmenlerini cennetmekan etsin, ailelerine sabır ihsan eylesin. İnsanlar çok huzursuz, tedirgin, üzüntülü… Hepimizin başı sağ olsun.

Ev tutmak da özel yurda yerleştirmek de ailelerin tedirginliğini gideremiyor. Benim devletime yurt kurmak gerçekten çok büyük bir yükse… elindekileri de özel sektöre devretsin ama onları çok sıkı bir denetim altına alsın, aklımız çocuklarımızda kalmasın diyor insanlar. Yardım kuruluşlarına, tarikatlara, cemaatlere muhtaç duruma düşmesin kimse(!) Kaç kişiden duydum bu yorumu. Halkın sesi bu.

İşin özü şu: Yurt politikası yanlış, yurt isteyen hiç kimse açıkta kalmamalı.

Gençlik, eğitim, kültür ile ilgili konular önemlidir ve ciddi ciddi istişare gerektirir. 40 senedir bu işlerle uğraşıyorum. İkna kaynaklarını sivil toplumun içinde gördüm, görüyorum. İyi yöneticilerin o kaynakları bulup doğru bilgilere ulaşması kolay da değildir. Kurban olayım doğruyu gören gözlere!