15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Türkiye'de başlatılan 'idam cezası istiyoruz' tartışması, gündemdeki sıcaklığını koruyor. İnsanlıktan nasibini almamış, hainlerin, teröristlerin, çocuk tecavüzcülerinin v.s. idamını istemek öfkemizi ne kadar azaltır, vicdanımızı ne kadar rahatlatır bilmiyorum. Ama hiç kimsenin de durup dururken idam cezası istemediğini biliyorum. Hiç kimseye haklısınız ya da haksızsınız diyecek durumda olmadığımı düşünüyorum. Ama şunu da sormadan geçemiyorum; gerçekten idam istiyor muyuz?

Kimse bana kızmasın, ben de bir şehit yakını olarak bu milletin bir ferdiyim ve şunu görüyorum ki ,unutkan bir millet olmaya başladık.Desem ki 17 yıl öncesini bir hatırlayalım acaba kim hatırlamak ister?Kısaca özetlemek istiyorum,tam 17 yıl önce teröristbaşı Abdullah Öcalan İmralı'da yargılandığı mahkemede idam cezasına çarptırılmıştı.Kimse Öcalan'ın adil yargılanmadığını söyleyemez.Kimse de Öcalan'a durup dururken bebek katili demiyordu.O günleri herkes bilmeyebilir,o günleri yaşayan ve Öcalan'ın en ağır şekilde cezalandırılması için o mahkemeye müdahil sıfatı ile katılan bir şehit yakını olarak ,Öcalan hakkında idam kararı açıklandığında Mudanya iskelesinde diğer şehit yakınları ile birlikte idim.Karar açıklandığında herkesin bu karara saygılı olmasını istemiştim.Öcalan'ın idam kararına sadece dünyadan değil ülkemizi yöneten siyasilerden de yani o günkü hükümetten de saygılı olmasını istemiştik.Bu sadece benim değil bütün şehit yakınlarının isteği idi.Peki sonra ne oldu? Yargıtay Öcalan'ın idam kararını onadı.Onanan idam kararını uygulamak istemeyen hükümet o kararı Bülent Ecevit'in,Devlet Bahçeli'nin ve Mesut Yılmaz'ın ortak imzaları ile Başbakanlıkta sümen altında bekletti.Gerekçeleri ise davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde görüşülüyor olmasıydı.Maksat Öcalan'ı asmamak olunca gerekçe bulmak çok kolaydı.Bu süreçte Devlet Bahçeli'nin idamdan yana tavrını ise çok inandırıcı bulmadım.Eğer Devlet Bahçeli biz şehit yakınlarına söz verdiği gibi davranmış olsaydı,Öcalan'ın idam kararı Başbakanlıkta beklemeye alındığında; hükümetten derhal istifa ederdi bunu yapmadı.Devlet Bahçeli'nin sonradan hükümetten ayrılmış olması, bizim için çare olmadı .Eğer bugün hala teröristbaşı Öcalan İmralı'da kuş sütü ile besleniyorsa kimse masum değil.Çünkü biz şehit aileleri Öcalan asılsın derken bunu boşuna söylemiyorduk... Bebek katili Öcalan'ın asılması için adeta yalvardık ,sokaklara döküldük ,yasalarımızdan idamı çıkarmayın diye çalmadık parti kapısı bırakmadık.Öcalan asılsın diye kendisini yakan şehit yakınlarına tanık olduk.Öcalan asılmadğı için madalyasını almayan gazimizi biliyorum.Ama her parti istisnasız duygusal davrandığımızı söyleyerek, bizim haklı ve hukuki talebimizi ellerinin tersi ile geri çevirdiler. 30 bin kişinin katili Öcalan'ı asmamak için Avrupa Birliği uyum yasalarını bahane ederek, idam cezasını Anayasamızdan ve yasalarımızdan tümden çıkardılar.Tüm bu yasal düzenlemelerde öyle ya da böyle kimin imzası hangi hükümetlerin katkısı olduğunu biliyoruz.Kimse kendisini şimdi ak kaşık olarak görmesin.Bu yüzden bir kez daha diyorum ki,gerçekten idam istiyor muyuz?

Eğer birileri gerçekten idam istiyoruz diyorsa şu hatırlatmayı da yapmak istiyorum:Suç ve cezalara ilişkin esaslar Anayasanın 38. maddesinde düzenlenmiştir.'Kimse,işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş cezadan daha ağır bir ceza verilemez.' Bugün idam istiyoruz diyenler ,eğer sonuçta Öcalan ve Gülen asılmayacaksa kabul olmayacak duaya amin dediklerini bilmiyorlar mı?