Kaç yıl vereme lanet okuyarak yaşadı insanlık? Sonuç aldı mı böyle? Sonra ne oldu? Aşı bulundu. Artık vereme lanet okuyan yok. Barış içinde yaşanacak hayatların da aşıları var ama bir türlü bulamadı, bulamıyor insanlık.

Bugün kahrolsun soğuk diye bağıran yok, kanseri lanetliyoruz diyen de. Çeşit çeşit ısıtma aygıtları, ilaçlar, cerrahî müdahaleler yolunda araştırmalarla çözüm peşindeyiz? Madem öyle niye barış aşısı bulma yoluna çıkmıyor insanlık?

Ortadoğu'da verem, veba salgını misali bir ölme, öldürme salgını var. Tarih boyunca da olmuş. Şimdi bizim şehirlerimize de sıçradı gidiyor.

Hitler ve Musolini rejimlerinin edebiyatını yürüten Marinetti, faşist rejimlerin yürümesi için aşılama yapıyordu hep. Buradan Sovyet komünistleri de etkilendi. Propaganda ajitasyon birimi kurdu Politbüro. Bütün dünyayı sosyalist yapma yolunda faaliyet göstermeye başladılar.

Ajitprop anlayış, bizim ülkemizde de Nazım Hikmet üzerinden yürütüldü. Gençlik, Marksist Leninist dava yolunda yanmaya başladı. Nazım'ın şiirinde belirttiği karanlıkları aydınlatmak için. Karşılarına çıkanlar da öfke-şiddet veya lanetleme yolunu tuttu. İnanıyorlardı ki komünistlerin anladığı dil bu. Barış kültürü için kimse adım atmıyordu. Sonunda darbe oldu ülkemizde. İç çatışmanın aşısı bu muydu ki duruverdi birden sağ sol çatışmaları? Değildi tabi. Nasıl bir aşılama gerçekleştiyse çok geçmedi ajitprop anlayışla bir şiddet hareketi başladı Doğu-Güneydoğu bölgelerimizde. Büyüye büyüye bugünlere geldi. Lanetlemeleri de sürdü gidiyor hala. Öldürmeye odaklı bir şiddet kültürü; gitgide büyüyor. Ortadoğu'da da öyle. Yeni yeni öldürme örgütleri türüyor. Mensupları ölüme gitmekten de çekinmiyorlar hiç. Konu ne? Biz ne dersek o olacak, yoksa ölürüz-öldürürüz(!)

Şiddet-ölüm aşısını yapanlar inanç, haksızlık üzerinden saldırı tetikleyici duyguların üretimini yapıyor sürekli. Karşısına çıkanlar da anladıkları dil bu diye aynıyla mukabele ediyor. Necip Fazıl, büyük doğu diyordu ya…ne hale geldi bugün doğu(?) İslamın güldüren yüzü nerede?

Düşünmek lazım ve barış aşısı ardına düşmek lazım. Sivil toplum kuruluşları içinde tebdil-i görünüm etmek, barış aşısının antijenlerini arayıp bulmak lazım. Tedbir yetmiyor, aşı da şart!

Ülkemizin en büyük derdi terör sonucunda şehit olan bütün vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına da başsağlığı ve sabır diliyorum. Barış aşısının bulunması umuduyla…