Toplum iş bölümü şeklinde örgütlenmiştir. Birçok meslek vardır. Her mesleğin kendi tanımlamaları içinde zamana ve duruma göre yetişmişlik seviyesi çok mühimdir. Bu sebepten iyi bir meslek sahibi olabilmek için azimli ve çalışkan bir insan olunmalıdır. Yoksa günübirlik yaklaşımlarla; sebat olmadan bir meslek sahibi olmak, o mesleğin bilgi birikimine ulaşmak mümkün değildir.
İnsan hayatta vagon gibi olmak istemiyorsa, lokomotif olarak bir çekim gücü oluşturup, etki alanı yaratmak; kendi mesleğinde zirve yapmak istiyorsa, en yakınımızın değil, kendi isteğinizi olmaya çalışınız. Seçeceğiniz her meslek, eğer onu sahiden istiyorsanız, sizin için iyidir. Seve seve çalışacağınız ve sevdiğiniz için muıvaffak olacağınız meslek odur. Bu konuda Milli Eğitimimize büyük görevler düşüyor. Gençlerimizi kendi kabiliyetlerine göre ilköğretimde mesleğe yönlendirip sanayi ile işbirliği içinde her türlü sosyal ve ekonomik haklarını da tanımlayıp huzurlu bir çalışma ortamı sağlanmalıdır. Bir meslek sahibi olmak gerçekten çok önemlidir. Birçok diploması olup hiçbir iş üretemeyen insan olmak insanı bitirir. Bu konuda üniversitelerimize büyük görevler düşüyor. Gençlerimizi hayatın gerçekleriyle uyumlu; yaşadığı dünyada karşılığı olan meslek alanları oluşturup gençleri yetiştirmelidirler.
Hayat o kadar karmaşıklaştı ki hem insanın hem de toplumun birarada mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi, insanların bireysel manada kendisiyle ve toplumuyla barış içinde olması, kendi bireysel çabası yanında sahip olduğu ekonomik refah da seçtiği meslekle de ilgilidir. Bir meslek seçimi çok önemlidir. Biz gençlerimize bu imkanı tanırsak, "Ağaç yaş iken eğilir" misali ileriki yaşlarda yapabileceği bir işi olur. İsterlerse okuyarak kendilerini geliştirebilirler. Zaten hayat ömür boyu bir öğrenme ve eğitim alanı değil midir?
Gençlere ne mutlu, hayat onların önlerindedir. Daha yaşayacakları çok zamanları vardır.