Ölüm gemisi durmadan dünya limanından ahiret mekanına yolcu taşımaktadır.

Bu giden son yolculardan biri de muhterem hacı ağabeyimiz Halit Yazıcı idi.

Ekrem,Gürcan ,Emrah ve Muharrem Yazıcı kardeşlerimizin babaları.

Halit amcamız Manzakların, Öztürklerin, Varlıların ve Çoruhların dava arkadaşlarıydı.

O, bir yaşlı kadar olgun ama, bir genç kadar da heyecanlı dava adamı idi.

Yetiştirdiği çocuklarından kimliğini ortaya koymak ve okumak mümkündür. Halit amca gibilerin mirasları üzerinde dans yapanlar bu ve buna benzer insanların davalarını ve büyüklüklerini anlayamaz.

Bunlar mürteci, vatan haini, laiklik ve rejim düşmanı olarak suçlanırlarken köy köy yürümüşlerdi.

O yollar, Syn. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, ' birlikte yürünmeseydi' bugün bu kadar yol alınamazdı.

Halit ve Halit amcamız gibilerin alınteri günümüzün meyveye duran çiçeklerin rahmet yağmuru olmuştur.

Tesellimiz bundan başkası değildir.

O, yalnız başkalarını kurtarmaya çalışan kurtarıcılar gibi yaşamamış, öncelikle kendi nesli için de çalışmış ve inşallah kıyamet sabahına kadar hayırları devam edecek evlat ve torunlar yetiştirmişlerdir.

Bütün bunlar Halit amcamız için teselli olsa da geride bıraktıklarının hüzünleri devam ediyor.

Yazımızı merhum Yahya Kemal Beyatlı'nın dizeleriyle bitirmeden önce kendilerine Allah'tan rahmet , geride bıraktıklarına da sabr-i cemiller niyaz ediyorum.

'Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

' Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.' Selam ve dua ile…