Fark edilmek sözlük anlamıyla, bir kimse veya bir nesnenin bir başka eşiyle ya da bir başka herhangi bir şey ile karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, başkalık, nüans demektir. Fark edilme ihtiyacı gebelik ile başlayan bir dönemdir ve ölünceye kadar devam eder. Anneler çoğu zaman çocuklarının söz dinlememesinden, yaramazlık yapmasından, kendine ya da çevresine zarar vermesinden dolayı yakınırlar. Bunlar genellikle görünen taraftır asıl önemli olan ise görünmeyen kısımdır. Neden çocuk bu tür davranışlara başvuruyor? Herkes gibi ben buradayım ve beni de fark edin ihtiyacını karşılanmasını istiyor.

Küçük yaşlarda başlayan fark edilme ve var olma ihtiyacı yetişkinlik hayatında da deva ediyor. Fark edilmek var olmanın bir ön koşuludur. İnsan sosyal bir varlıktır. Bu sebeple kendimizi sadece kendi yaşam alanımız çerçevesinde algılayamayız. Toplum içinde sahip olduğumuz yer ile birlikte algılarız. Onaylanma ihtiyacı insanın doğasında var olan bir duygudur. Yaptığımız davranışların birçoğunu gerçekleştirmeden önce çevrenin onayını alıp almayacağını düşünürüz. Bir gruba ait olmak, bir ilişkiyi sürdürmek insanlar tarafından reddedilmemek adına kurduğumuz iletişimlerdir. Tüm bunlar bize gösteriyor ki; insani olarak hepimizin temel korkularımızdan biri onaylanmama korkusudur. Bunun daha temelinde yatan korku ise var var olamama korkusudur. Bu korkuyu en aza indirmenin en kolay yolu kişinin kendini doğru ifade edebilmesidir. İyi iletişim becerilerine sahip olmak sosyal yaşam içerisinde var olmanın ve fark edilmenin en önemli etkenlerindendir.

Başkalarının, çevremizin gözündeki yerimiz ve tanımlamalarımız toplum içinde ayakta kalabilmek açısından son derece önemlidir. Bu şekilde tarif edildiğinde son derece masum ve gerekli gibi görünebilir. Ancak bu durum ruh sağlığı açısından oldukça tehlikeli de olabilir. Başkalarının gözünde kim olduğumuz, nasıl algılandığımız yaşamın hedefi olursa, iş kontrolden çıkabilir. Bu sefer kim olduğumuzu, ne istediğimizi, gerçek yaşam hedeflerimizi kaçırmış oluruz. Modern yaşamın en büyük stres kaynaklarından biri olarak değerlendirilen bu durum, kişiler arası ilişkileri de bozmakta ve insanları derin bir yalnızlığa götürebilmektedir. Bu durumdan daha tehlikelisi ise insanın kendine yabancılaşması ve kendisinden nefret edecek duruma gelebilmesidir. PauloCoelho'nun dediği gibi ''İki şey insanları zayıf kılar; Onaylanma ve fark edilme ihtiyacı.''