Yıl kaçtı?

Hatırlamıyorum!

Sanırım 35 yıl oldu.

İstanbul'dayım!

'Gölge Adam' Gazetesi'nde çalışmak için uğraşıyorum.

Param bitmiş!

İş arıyorum.

Kömür ocağında iş buluyorum.

Şantiyede, henüz yatma yerim yok!

Yeni yapılıyor.

Ayakkabılarımı yastık yapıyorum.

Gökyüzü zaten yorgan!

Kerestelerin üzerine uzanıyorum.

Gel de uyu!

***

Kömür kokusu genzimi yakıyor.

Ayın ışığında –Grizu- adlı şiirimi yazıyorum:

Artık,

ne söyleyeni dinle?

Ne de soranı?

Yüreğindeki,

Bir grizu patlaması da olsa!

Al,başını git uzaklara!

Gönlün,

dönen çarkın

zincirinden koparılmışsa;

ne duruyorsun daha!

Burası dünya,

meteliksiz yaşanmaz ki burada.

***

Şiirimi yırtıp atıyorum!

Hiç beğenmiyorum.

İçimdeki yaralı kuşu susturamıyorum!

Bir Elham, üç ihlas okuyorum.

Uyu artık diyorum!

Dünyanın yarısı uyuyor.

Şafak söküyor.

Ocakta çalışıyorum.

Kömürlerin seçim öncesinde yoksul halka dağıtıldığını biliyorum.

Şantiyeden telefon ediyorum.

Ertuğrul Akbay, bendenize yardım ediyor.

'Hemen başla diyor.'

'Gölge Adam' Gazetesi'nde çalışacağım.

Halkın yanında, haklının yanında insanlığa hizmet edeceğim.

***

Şimdi, Ertuğrul Akbay'ın 'Yaş 75 Yolun Yarısı' kitabını okuyorum.

Gençlik ve sağlıklı yaşam sırlarını öğreniyorum.

Önemli tavsiyelerinin altını çiziyorum.

İnsanın insana kattığı anlam dışında, yaşamın anlamı var mıdır diye kendime soruyorum?

Pek yoktur!

İnsan, başkalarına yardım etmediği sürece anlamsızdır.

Hayatta önemli olan, tüm insanlığa kalıcı ve yararlı izler bırakarak yaşamaktır.

Ustaya, sağlıklar diliyorum.

İyi ki varsınız diyorum.

Siz de…