Ülkemizin önemli bir sorunudur işsizlik.

Son otuz yılda kırsal kesimlerden kentlere akın eden ailelerin çocukları kent yaşamının gerçekleriyle de yüzleşmek durumunda kalıyorlar. Bunların başında da işsizlik geliyor. 15-24 yaş arasındaki her dört gencimizden biri işsiz. İş bulma ümidini yitirdiği için artık iş aramaktan vazgeçenler ise bu sayıya dahil değil.

TÜİK(Türkiye İstatistik Kurumu) işsizlik verilerine göre, en şanssız kesim ise kadınlar. Genç, eğitimli kent kadınlarının durumu genel işsizlik oranlarının neredeyse iki katına kadar çıkıyor. Tarım ve ücretsiz aile işçisi kadınların dışında kalan her üç kadından biri işsiz.

Bunda değer yargılarının, kadın politikalarının da etkisi var tabii.

Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, torun bakan 'büyükanne'lere ödeyeceğini açıkladığı'torun maaşı'na beklenenin çok üstünde başvuru olmuş. Pilot uygulamada 6 bin aileye yardım yapılması planlanırken, yardım için 65 bin kişi başvurunca başvurular dondurulmuş. Ayda verilecek olan 425 için daha başlangıçta böylesine yoğun başvurunun olması ülkemizdeki 'büyükannelerin 'durumunun da pekiyi olmadığını gösteriyor.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın TÜSİAD'a çağrısından sonra kimi kurumların açıkladığı işçi alacaklarına dair taahhütler, umarız göz boyama değildir, sözde kalmaz!

Emeğiyle geçinen, başkasına avuç açamayan, onurlu insanlar için işsiz kalmak çok zor bir durumdur. Ne yazık ki, bu sistem dünyanın her yerinde işsizlik üretmektedir. Toplumun bütün kesimleri için işsizlik korkutucu bir biçimde artarken, zaten eşitsizlikler içindeki kadınların işsizliği için pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır…