Çocukluk yıllarımızda
biri çıkıp,
"Gelecekte hamsinin fiyatı, 25-30 lira olacak"
deseydi,
"aklını mı kaçırdın?"
diye
tepki göstermez miydik?..
Hamsinin balıktan bile sayılmadığı,
mezgitin "fakir balığı"
olarak tanımlandığı
yıllar...
O zamanlar;
balıkçılar av dönüşlerinde,
kendilerini limanda bekleyen
vatandaşların getirdiği poşet ve
kapları,
tıka basa hamsi ve
mezgit
doldururdu...
Bu bir gelenekti...
Karadeniz'de
hiç tükenmeyecek sanılan
hamsi,
1990'lı yılların başında
ilk sinyali vermişti. 3-4 yıl hiç hamsi avı olmadı.
Nedeni, balık unu ve yağı fabrikalarının
ihtiyacını
karşılamak için
yapılan
aşırı ve bilinçsiz avlanmaydı...
Devlet; yeni av yasakları
ilan etti ve boy uygulaması
getirince,
sıkı denetimle birlikte balık bollaşmaya
başladı...
Şimdi sorun
nerede?..
Gürcistan tarafında,
geçmiş yıllarda bizde olduğu gibi
katliama benzer
aşırı avlanmalar...
Bunun nedeni de
Gürcistan
kıyılarında peş
peşe açılan
balık unu ve yağı fabrikalarıdır...
Yasak masak yok!..
Balıkçı ne getirirse,
fabrikalar alıyor...
Oysa Türkiye'de 9 santim boyundan
küçük hamsi
avlandığı taktirde,
hem o balığa el konuluyor
hem de ağır para cezası veriliyor...
Demem o ki
Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkeler, soruna ortak
çözüm bulmadığı taktirde;
sıkıntı daha da
büyüyecek
ve bugünlerde
25-30 liraya
satılan hamsiyi
50 liraya
bile bulmak
mümkün olmayacak!..
Meselenin, Türkiye'yi ilgilendiren
bir başka boyutu
daha var...
Gürcistan'daki
balık unu ve yağı
fabrikaları
nedeniyle
Türkiye'deki
işletmelerin
uğradıkları haksız rekabet
yüzünden yaşadıkları
mağduriyeti de
unutmamak gerekir...
Türkiye, tecrübe paylaşımı ile
Karadeniz'de kıyısı bulunan
diğer ülkelere
sorunun çözümünde
öncülük ederse;
torunlarımızın
emaneti
kurtulur...
Yoksa, böyle giderse
hamsiyi tavada
değil, konserve kutularında
bile görmek
hayal olacaktır!..
Çocukluk yıllarımızda
biri çıkıp, "Gelecekte hamsinin fiyatı 25-30 lira olacak " deseydi
"aklını mı kaçırdın"
diye tepki gösterirdik
demiştim ya...
Şükürler olsun,
aklım yerinde...