Bir ebeveynin çocukları için her şeyin en iyisini istemesi en olağan durumdur. Her ebeveynin en büyük isteği, çocuğunun hayatındaki her şeyin mükemmel olmasıdır. Bu sebeplerden dolayı çocuğun istediği bir şeyi "vermemek' veya herhangi bir şey için "hayır' demek, ebeveynleri kaygılandırır. Anne ve babalar çocuklarına hayır derken; en çok şu endişeleri yaşarlar; 'çocuğum bana güvenmezse, çocuğumla olan ilişkim zarar görürse, çocuğumun psikolojisi bozulursa, çocuğum benden nefret ederse, çocuğum artık beni sevmezse…'' Özellikle çalışan anne babalar genellikle çocuklarına sınır koyma konusunda daha çok zorlanabilirler. Çünkü çocukları ile geçirebilecekleri zaman çok kısıtlıdır. Bu kısıtlı zamanı sınır koyarak geçirdiklerinde çocuğunu mutsuz edebilecekleri düşüncesi ağır basar. Peki, sınır koyma konusunda tüm bu endişeler doğru mudur? Cevap; HAYIR.

Sınır koymak kaygı verici bir durum değildir. Sınır koymamak endişe verici bir durumdur. Bu nedenle anne baba olarak sınır koyma konusundaki korkular gereksizdir. Sınır koyma konusundaki endişeler sadece anne babalara ait endişelerdir. Asıl bir çocuğa sınır konulmuyorsa çocuk için felaket başlar. Çünkü çocuklar için çevresindeki yetişkinler (anne, baba, bakıcı, aile üyeleri, vb.) tarafından 'sınırların belirlenmesi' psikolojik ve gelişimsel bir ihtiyaçtır. Çocuklara yaşlarının gereğince, sınır koymamak bu ihtiyaçlarını karşılanmamasına neden olur. Çocuğun hayatındaki kurallar ve sınırlar, güven duygusunun oluşumunda önemlidir çünkü sınırları olan bir çevre, çocuğun kendisi ve dış dünya hakkında bilgiler edinmesine yardımcı olur. Çocuk, kendisi için neyin gerekli, neyin daha yararlı ve önemli olduğunu başlangıçta bilemez. Bu bilinmezlik durumu çocuklarda derin bir endişe uyandırabilir. Bu endişeyi ve kaygıyı en aza indirmenin en sağlıklı yolu kurallar ve sınırlardır. Kural ve sınırlar, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. Her çocuk ebeveynlerinin kendilerini koruyabileceklerini bildiklerinde-hissettiklerinde dış dünyayı bir tehdit olarak algılamaktan vazgeçerler. Bu tehdit algısının yerini tamamen keşif alır.