Bir cadı kazanının kaynadığı Suriye ile 911 kilometrelik bir sınırımız bulunmaktadır. Bu kadar uzun bir sınırda, karşı tarafın hiç tedbir almamış olması sebebiyle, daha doğrusu bir devletin olmaması, bu sınırdaki asayişin sağlanmasında zorlukları ortaya koymuştur. Suriye'de karışıklıkların ortaya çıktığı, aşağı yukarı son 6 yıllık süreç içinde, sınırdaki olayları önlemek mümkün olamamış ve bu sebepten Türkiye, Suriye'de Fırat Kalkanı harekatına girişmiştir. Zira ülkemizin içinde ne kadar tedbir alınırsa alınsın, olaylara hakim olunamıyordu. Bu sebepten olayları çıkış odağında halletmek için, sınır ötesi harekata başlanmıştır. Bir diğer önemli husus ise, Güney sınırlarımıza paralel olarak PYD'nin, Akdeniz'e kadar uzanan ve ileride bir yapılanmanın esasını teşkil edecek koridoru engellemek içindir. Elbette, ülkemiz çeşitli ortamlarda belirttiği üzere, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duymaktadır. Yalnız, karşısında sınırlarına egemen olabilecek devlet gibi bir devlet bulunmamaktadır.

TSK bu durum karşısında, Cerablus'tan Suriye topraklarına girerek, El Bab'a kadar ulaşmıştır. Bu harekata esnasında, ABD'den, esas olarak harekatın en önemli sebebini teşkil eden, PYD koridorunun bir parçası olan Mümbiç'ten PYD'nin çekilmesini istemiştir. Buna rağmen; ABD bu teklifi kabul etmediği gibi, oraya Rusya ile beraberce yığınak yapmaktadırlar. Fırat'ın batısında, PYD ile birlikte Rusya ve Amerika askeri güçleri bayraklarını dalgalandırarak gövde gösterisi yapmaktadırlar. Eğer Mümbiç'te sadece PYD olsa; TSK burayı çok kısa bir zaman içinde ele geçirebilir. Bu durum karşısında Türkiye'nin alacağı tavır ne olacaktır. Ayrıca, ABD, DEAŞ'ın merkezi olan Rakka'ya yapılacak harekatta, Türkiye'nin yanında PYD'nin yer almasını istemektedir. PYD'nin, PKK'nın bir parçası olması sebebi ile, Türkiye bu terör örgütü ile müşterek bir harekata geçilemeyeceğini ifade etmektedir. Elbette, böyle bir teklif kabul edilecek olur ise, Irak sınırından Mümbiç'e kadar olan PYD ile Afrin'deki PYD varlığı tanınmış olacaktır. Bu bakımdan Türkiye'nin böyle bir teklifi kabul etmesi mümkün değildir. Türkiye, Mümbiç ile Afrin arasında durarak bu iki PYD yapısının birleşmesine mani olarak, Güney sınırındaki koridoru engellemektedir. Burada bir hususa daha değinmek gerekirse, haritalarda güney sınırımızdaki sarı olarak ve sözde PYD'nin işgal ettiği yerler olarak gösterilmekle birlikte; bu alanlarda Kürt nüfusu yok denecek kadar azdır. Bu şekildeki haritalar ise birer algı operasyonun parçalarıdır. Gerek Rusya ve gerekse ABD'nin buradaki varlığının temelinde Suriye petrollerinin büyük bir kısmının burada olmasından kaynaklanmaktadır. Türkiye, Mümbiç'e bir askeri harekata girebilir mi? Bu durum karşısında, bu konuda şimdiden bir şey söylemek bu gün için mümkün değildir.

Görüldüğü üzere, Türkiye Fırat Kalkanı harekatı ile, El Bab'a kadar ilerleyerek, DEAŞ'ı uzaklaştırmıştır. Şu anda TSK, El Bab'da durmaktadır. Esas Rakka'ya yapılacak harekatın nasıl olacağı bilinmemektedir. Rusya'nın yardımı ile, Esad güçlenmiş olarak görülmektedir. Ortadoğu, Batılıların bir arenası olarak ortaya çıkmakta ve buradaki Müslümanların birbirlerini katletmeleri keyifle seyredilmektedir. Nihai projeksiyon ise, BOP ve buna bağlı olarak, İsrail'in güvence altına alınması için su kaynaklarına erişimdir. Tüm bunlar birkaç yüzyıllık projelerdir. Her zaman söylediğimiz bir 'Kul kurar, Allah'ın dediği olur' sözü burada da geçerlidir. Allah'tan Müslümanların akıllarını başlarına toplamalarını dilerim. Saygılarımla.