Evde kardeşler arası ağız dalaşı kanlı kavgaya ha döndü ha dönecek, ağzını açan silahtan, ölümden, öldürmekten bahsediyor. Sövüp saydığı, ölümle tehdit ettiği öz kardeşi, yeğenleri, daha da acısı annesi, babası…
Kulaklar ve gözler dışarıya kapalı. Asıl dert, asıl sıkıntı ve gerçek kuşatma dışarıda. Kimisi evin batısından ilerliyor adım adım, ada ada, kaya kaya, kimisi de şimdilik evin sadece güneyinde ya da güneydoğusunda. Yeni yeni ittifaklar, yeni yeni tuzaklar kuruluyor ve dost denilenler, her gün ya yeni bir kazık atıyor ya da yeni kazıkların ucunu sivriltmekle meşgul ileride kullanmak üzere.
Elin oğlu bu, kaçırır mı fırsatı? Sen kendi kavgandayken o yeni devletçikler kuruyor burnunun dibinde. Yarın sana doğru genişlemeye mütemayil devletçikler bunlar. Yarın senin bahçene, ne bahçesi yahu, düpedüz senin evinin içine el atmaya hazırlanıyor biri kuzeyden biri ta uzaktan iki dev ve onların paylaşamadığı ihanet çeteleri. Ve de bu coğrafyada her şey onun tarafından yapılmasa da onun hesabına, onun yararına yapılan kendi küçük lobisi büyük devlet. Olayları bedel ödemeden kendi çıkarına yönlendirmenin akıl almaz mimarları.
Bu kiler giderek fakirleşiyor, kimsenin kavgayı bırakıp kilere bakacak ne vakti var ne de dermanı. Bahçedeki sebzeler, meyveler su, kümesteki canlılar yem istiyor. Bir an önce sulanmazsa o bahçe ya da beslenmezse canlılar ölecek. Ya kardeş kavgasını bırakıp üretecekler ya da düşman bellediklerine ve de çoğunluğu da gerçekten düşman olanların ürettiklerine mahkûm olacaklar.
Kimin kazandığı çok önemli değildir kardeş kavgasında. Hele de anne ve baba için hiç önemli değildir. Tartışmanın nezaheti yerine vuruşmanın dehşetine şahit olmak kadar büyük acı var mıdır bir insan, hele de bir anne ve baba için. Kazanan evladına mı sevinecek, kaybeden evladına mı yanacak? Akan kan aynı kan değil mi?
Barışmaktan başka çare yok evi saldırıdan, yağmadan, talandan kurtarmak için. Barışmak er veya geç ama mutlaka olacak, olması da gerek. Bu mahallede bu evde özgür yaşamanın ilk şartıdır ev içi barış. Farklı duygu ve düşüncelere rağmen aynı kökten gelmenin ve aynı kaderi paylaşmanın gereğidir dışarıya karşı kardeşler dayanışması. Tartışmayı barışma şansını ortadan kaldıracak noktaya getirmemektir ilk yapılacak iş. Eğer o sınır aşılırsa, yazık olur hem de sadece kaybedene değil kazandığını sanana da.
Evin dışındakiler tırnaklarını sürterek o anı bekliyor. Fırsat verecek misiniz, fırsat verecek miyiz?