AB ülkelerinden kısıtlamalar,ambargolar üst üste geliyor.Bizimle ilgili sürekli olumsuz kararlar veriliyor…

Turizm rezervasyonları iptal ediliyor,yardımlar durduruluyor,parası olanlar ülkeden ayrılıyor;bize Avrupa'ya vizesiz girme hayali pompalayan siyasilerin kendileri bile diplomatik pasaportlarına rağmen AB ülkelerine giremiyor!..

AB sürecimiz bitti!..Güvenilirlikte Afrika liginde muamele görüyoruz.Bu gidişle uçaklarımızı da uçurtmayacaklar…

İşsizlik ve pahalılık artmış…

Suriye'de ve Irak'ta savaşın ortasında yapayalnız kalmış durumdayız…

Kuveyt'le ekonomik,Rusya ile diplomatik ilişkilerimizin dışında herkesle kavga halindeyiz!

Onlar yaptırım uyguluyor,biz ise onları tehdit edip duruyoruz: '16 Nisan'dan sonra görürsünüz!..'

FETÖ sanıklarını hem ABD hem AB koruyor.'Bir imamın tek başına darbe yapacağına inanmıyoruz!..' diyorlar.O zaman suç ortaklarını da biliyorsunuzdur!..

Devlette yuvalanmış 400 bin FETÖ üyesi olduğu,bunların sadece 100 bininin ayıklandığı,siyasi ayağına ise hala dokunul(a)madığı koşullarda, biz referanduma gidiyoruz…

'Hayır' çabasında olanlar,hiç olmazsa,demokrasi adına kalan ne varsa mevcut olanın korunması mücadelesini veriyor!..

'Evet'i Meclis'ten geçirip 'halk oylaması'na taşıyan AKP ve MHP, 'devletin bekası'için Meclis'in,yasama ve yürütme organları ile birlikte bütün üst düzey yargı ve bürokratik kurumların birbirlerini dengeleyen ilişkilerinin devletin işleyişinde bir engel oluşturduklarını düşünmüşler.Mevcut yatay ilişkilerin dikey bir işleyişe kavuşturularak tek merkezde(cumhurbaşkanlığı) toplanarak kullanılması için anayasanın değişmesini öngörmüşler.Bu değişikliğin, var olan sorunları çözeceğini fakat,bunun nasıl olacağını ise henüz terennüm edememişlerdir!

Evet,içeride ve dışarıda pek çok sosyal ve siyasal sorunun gölgesinde referanduma gidiyoruz!.. Bu koşullarda sonuç ne çıkarsa çıksın; 'evet'çıkarsa yasal, 'hayır'çıkarsa fiili olarak uygulanacak otokratik zor bir dönem olasılığı bekliyor bizi!..