Merhum Necip Fazıl Reis Bey adlı eserinde idamlık bir genci mahkemede, hakimin karşısında şöyle konuşturuyor:'Etmeyin Reis bey! Siz ağlayamazsınız! Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz...
Siz merhametten, acıma duygusundan, yalnız kötülük doğacağına inanmışsınız. Yerine göre haklısınız… Fakat ondan ne büyük GÖZLEM

iyilik doğacağını unuttuğunuz için en büyük hakkı kaybediyorsunuz. Rahmet kaldırılmış sizin kalbinizden... Reis Bey! Mühürlü kalbinizin açılmasını dilerim, Allah sizi de arındırsın..."

İşte Batının merhametsizlik örneği budur.

Yanar sönen bir Avrupa ile karşı karşıyayız.

Dini inanca dönüştürülmüş ezeli bir kin ve nefretle Müslümanlara yaklaşan bir Batı dünyasından söz ediyoruz.

Kur'an-ı Kerim'de, 'gayrimüslimler içinde size en yakın olanların Hristiyanlar olacağı' haberi veriliyor.

Hristiyan dünyasının İslam dünyasına merhamete yönelik her davranışı birileri tarafından anında düşmanlığa çevriliyor.

Hiçbir zaman Müslümanlarla Hristiyanların biraraya gelmesini istemiyorlar.

Kimdir bu merhamet ve barış katilleri?

Bakın Suriye'ye.

Her cinsiyet ve yaştan masum insanlar öldürülüyor.

Milyonlarca mülteci yollarda.

Binlercesi denizlerde yok olup gidiyor.

Bunların paraları alınıp Akdeniz'in ortasında nasıl telef ediliyor?

Herkes bir şeyler söylüyor fakat, birileri bir şey söylemiyor.

Kim bu?

Merhum Üstat, 'Konuşsam dilim yanar… Sussam kalbim…' diyor ya!

Bakınız İsrail'e…

Hiç sesi çıkmıyor. Geçen yılki bir yazımızda ifade ettiğimiz gibi bütün bu olup bitenler İsrail'e yaramakta, kansız ve silahsız kendisine vatan hazırlanmaktadır.

İdlib'de ölenler ve dirilenler İsrail'in nesine?

Ya Hristiyanlarla Müslümanların arasını açanlar kimler?

Bunu da siz söyleyin lütfen.

Selam ve sevgi ile…