Cumhuriyetimizin 50.yılında;50.Yıl Lisesi açılmıştı.

Nerede?

Gazi Atatürk'ün başladığı yerde!

Okulumuzun Müdürü Remzi Öztürk'tü.

Yıl: 1973'tü.

*

O yıllarda, yatılı öğrenciydim.

'Ersin, elli yıllarım nice mutlu çağlara…' diye marş söylüyordum…

Okulumuz vardı ama içi boştu!

Remzi Öztürk Hocamız, gece gündüz çalışıyordu.

Karadeniz İlköğretim Okulu'nda derslerimizi görüyor, Köy Enstitülü öğrenciler gibi 50.Yıl Lisesi'nin ihtiyaçlarına koşturuyorduk…

Eğitim ve öğretime destek oluyorduk.

(Bugün de öyle…)

*

Remzi Öztürk, Türkçe öğretmeniydi.

'Bu Vatan Kimin' şiirinin yazarı Orhan Şaik Gökay'ın öğrencilerindendi.

Ortaokullararası bir yarışma için, Kavaklı Gazi Zalif ile yaptığım bir röportajı götürmüştüm kendilerine.

(Sakarya Kan Akıyordu)

'Kurtuluşa not düşmüşsün Erge!' demişti.

(Halen de öyle!)

*

Hayat, bu ya!

Remzi Öztürk Hocamla 40 yıl sonra, mezarlıkta karşılaştık.

O güne kadar, hiç görüşmek nasip olmamıştı!

Milli Eğitim Bakanlığı'nda müfettişlik yapmıştı.

Emekliye ayrılmıştı.

Bendenizi hemen tanıdı.

'Sen ünlü birisin.' dedi.

'Estağfurullah hocam, sizin kadar değil.' dedim.

Bastonu ile yürüyordu.

Koluna girdim.

Boş bir mezarın yan kemerine oturduk.

Asasının başında, kurt kafası vardı.

'Bozkurt mu yoksa Asena mı bu hocam?' dedim.

Güldü.

Başarılı çalışmalarını bizim Alper'den alıyorum.' dedi.

Doç. Dr. Alper Barış yeğeniydi.

Bendenizin de arkadaşı.

'Biliyor musun? 50.Yıl Lisesi'nin adını değiştirdiler. Müracaat ettik düzeltmediler!' dedi.

'Fransa'da, Azerbaycan'da 'Ölümsüzlerin Mezarlığı' nda, nasıl isimler değişmiyorsa, gün olur ülkemizde de değişmez hocam.' dedim.

Hasta yatağında 50.Yıl Lisesi, adı ile yaşasın istiyordu…

(Bizler de...)

*

Dünyadaki gelişmiş okulların, kuruluş tarihleri çok eskiydi.

Bu kültür, ülkemizde yeterince gelişmemişti!

Gün gelecek, gerçek demokrasi ile gelişecekti…

Gelişmekte olanlar, ufkun ötesini görecekti.

(Gençler bunu çok daha iyi bilecekti!)

*

Yeğeni Doç. Dr. Yakup Alper Barış, sanatçı bir dostumdu.

'Hastanede olduğunu' söyledi.

Eğitim Derneği Başkanı, Emin Kırbıyık Hocamızla ziyaretine gittik.

'Biliyor musun Erge, Anafartalar Lisesi'ni, İmam Hatip Lisesi yapmışlar!' dedi.

Sinirlendi!

'Madem yapacaksınız başına Anafartalar koyun. Anafartalar İmam Hatip Lisesi olsun.' dedi.

Hasta yatağında, Liseleri düşünüyordu.

(Kimlik giderse, ülke giderdi!)

*

Elini öptüm.

Kucaklaştık.

Birbirimizin sırtlarına usulca vurduk.

Ayrıldık!

Bu Remzi Öztürk Hocamızı son görüşümdü.

Kara haberi, yeğeninden aldım.

Bafra İlçesi'nin Kolay Mahallesi'ne gittim.

Cenazesi çok kalabalıktı…

Türkiye'mizin her bir tarafından insanlar vardı.

Sevilenlerin cenazesi kalabalık olurdu…

(Sevgi emekti!)

*

Em.Alb. Akın Kayıkçı arkadaşım, Remzi Öztürk ile ilgili güzel bir konuşma yaptı.

'Anarşi ve terörün kol gezdiği dönemlerde, öğrencilerine kol-kanat gerdiğini' söyledi.

'Herkesi okumaya teşvik eden eğitim camiası, büyük bir insanı kaybetti' dedi.

Anlamlı konuşması, takdire değerdi.

(Tabutuna omuz verdik.)

*

Kızılırmak'ın kıyısında olan Kolay Mezarlığı'na geldik.

Samsun Büyükşehir Belediye başkanlarından Muzaffer Önder'in kabrine yakın olan aile kabristanlığına, defin ettik.

Mezarının üstüne, beyaz bir çiçek koydum.

O ara, yağmur serpiştiriyordu.

Sanki doğa, Remzi Öztürk Hocamıza, gözyaşı döküyordu.

Kızı ve oğullarına başsağlığı diledim.

'Herkes ölür, kimi toprağa kimi yüreğe gömülür.' dedim.

'Teşekkür ' ettiler.

' Önemli olan geride bıraktıklarımızın kalbinde yaşamaktır. Babanız ölmedi, kalbimizde yaşıyor…' dedim.

Sabırlar diledim.

*

Sizlere de dilerim…