Hafta içi mekanik tesisat ve enerji sektörüne yönelik üretim yapan arkadaşlarımla bir araya geldim.

Arkadaşlarımdan biri Ankara ve Kırşehir'de bulunan tesislerinde diğeri ise Samsun'da bulunan tesislerinde üretim yaparak iç ve dış pazarlara ürünlerini satıyordu.

Ankara'da üretim yapan arkadaşım ikinci üretim tesisi yatırımı yapma kararı alınca; Samsun'a getirebilmek için oldukça çaba sarf etmeme rağmen uygun bir sanayi parseli bulamayınca (!) Kırşehir'e yatırım yapma kararı almıştı.

İş ve koşuşturmadan biraraya gelemediğimiz için ilk etapta özlem giderdik, çoluk çocuklarımızdan bahsettik. İş döndü dolaştı günümüz iş dünyasındaki gelişmelere geldi. Rekabet, gelişmiş ülkelerin kendi yatırımcılarına yönelik uyguladığı profesyonel destek/kayırmacılık, yeni dünya düzeni, finans ve ArGe/inovasyon başlıca konularımızdı.

Herkes yaşadıklarını ve beklentilerini paylaştıktan sonra, Samsun'da üretim yapan arkadaşım sözü aldı. Kısa sürede zirve yapıp bir anda dibi gören daha sonra emin adımlarla zirveye doğru yol alan bir arkadaşımdı. Genç yaşta yaşadığı bu büyük tecrübe; kendisini daha da olgunlaştırmış, heyecanından bir şey kaybetmemişti.

Hepimiz de meslektaş olunca konu Makine mühendislerinin ticarette/üretimde yaşadığı sorunları konuşmaya başladık. Samsun'da

üretim yapan arkadaşım, iş dünyasına yeni atıldığı ve çıkış trendinde olduğu zamanlarda bir iş toplantısında işleriniz nasıl gidiyor sorusuna 'Ticaret güzel, ancak çok vergi var. Sabotaj vergisi bile var' dediğini ve bulunduğu ortamda gülüşmelere sebep olduğunu içtenlikle anlattı. Ben de bir meslektaşımızın kredi kartı ile taksitli sattığı üründen komisyon hesabı yapmayı bilmediğinden nasıl zarar ettiğini ve bunun farkında olmadığını paylaştım.

Örnekler çok, ancak sorunlar ortaktı.

Potansiyel girişimci adayı üniversite tahsili yapan çocuklarımızın, girişimci olmaları durumunda onları ne tür bir ortamın beklediğinden bihaber olmaları ve yatırım iklimimizin yapısal reformlarla iyileştirilmesiydi sorunlar.

İş hayatına atılana kadar bankalardan sadece ebeveynlerinin yatırdığı harçlığı alan ve kredi kartı ile harcama yapan gençlerimize girişimci olmalarını söylüyoruz.

Bu açmazın farkında mıyız?..

Gençlerimizi girişimciliğe özendirirken, girişimci olmaları durumunda nasıl bir iklim içerisinde çalışacaklarını, iklimin kurallarını, nelerle karşılaşabileceklerini anlatarak donanımlarını artırabilmek daha doğru, daha insani olmaz mı?

Sağlıcakla

MM Kadir Gürkan