Türkiye'nin iç meselelerine
yapılan birtakım
uyarılar;
siyasi yelpazenin
neresinde olursa olsun
sağduyu sahibi herkesin
zoruna gidiyor...
Kendi ülkelerindeki
antidemokratik uygulamaları
görmezden gelip,
bize "demokrasi" dersi
vermeleri
karşısında,
bu "ikiyüzlü"
söylemler,
toplumda
infial uyandırıyor...
Sanki; 1000 yıllık devlet geleneği
olan bu milletin
kendi sorunlarını
çözebilecek
aklı ve kabiliyeti yok!..
Demokrasi, insan hakları, hukuk
ve çevre gibi evrensel
kavramlar
nedeniyle Türkiye'yi
eleştirenler,
konu kendi ülkeleri
olduğunda da maalesef "at gözlüğü" takıyor...
Avrupalı, Amerika'da siyahi vatandaşlara
polisin uyguladığı insanlık dışı
davranışa ses çıkarmıyor?..
Almanya'da neonazilerin,
Müslümanlara ve Türklere karşı
giriştiği kundaklama
eylemlerinin failleri
cezasız kalıyor...
Fransa'nın başkenti
Paris'te aylardır
uygulanan "OHAL"e
Avrupa'nın diğer ülkeleri
nedense tepkisiz...
Burada basına uygulanan
sansüre karşı
uluslararası medya kuruluşlarından
hiçbir açıklama yok!..
Hollanda'da bir diplomata hem de bir kadın
bakana yapılan kötü
muameleye,
insan hakları savunucusu örgütler ve feminist kuruluşlar
tepkisiz kaldı...
Türkiye'de yanlış olan
birtakım uygulamalar
var elbette...
Ancak Türk milleti, bu sorunların çözümünü;
Avrupalının uyarılarıyla değil,
kendisini ilgilendirdiği için
kendi bulacak!..
Mustafa Kemal Atatürk, 6 Mart 1922 tarihinde
TBMM gizli oturumunda
yaptığı konuşmada,
adeta bugün yaşananlara
ışık tutmuştur:
"Efendiler! Avrupa'nın bütün ilerlemesine,yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!' Nasihatler konusunda durum,
dünden farklı değil!..
Demokrasi, insan hakları ve
hukukun üstünlüğü ile diğer tüm evrensel
kavramları Avrupalının tavsiyesiyle
değil;
Türk milleti buna layık olduğu
için istemekteyiz!..
Böylesine dış müdahalelerle
Türkiye'ye "müstemleke"
muamelesi yapmaya
yeltenenlere karşı,
milletin
birlik ve beraberliğine
ihtiyaç vardır...
Bu yüzden de siyasilerin
birbirlerini anlayacak
empatiyi yaratmak için
kavga ve öfke
dili yerine; uzlaşı
sağlayan açıklamaları
ve yaklaşımlarına
ihtiyaç var...
Unutmayalım ki;
emperyalistler,
kurt gibi puslu havayı sever!..