Son Anayasa değişikliğinden sonra Türkiye yeni bir zihniyet atmosferine girmiş bulunmaktadır.

17 Nisan sabahı, bu atmosferin ışığıyla uyandık. Muhalif de olsak, muvafık da yeni bir Türkiye ile uyandık.

Öğle ışığıyla uyumak istediğimi söyleyince üç buçuk yaşındaki torunum bana, ' Dede, ışığa baksana, şimdi uyuyamazsın, gece uyu, gece uyurlar' demişti.

Evet, gece ile gündüzün farkını görmeliyiz. Gözlerimizi kapatmakla gece olmaz, güneşin varlığı da inkar edilmez.

Yeni bir Türkiye ile yüzleşerek onu inşa etmek zorundayız.

Yeni Türkiye'nin inşasında herkesin bir sorumluluğu vardır.

Muhalefet en azından iktidar kadar donanımlı olmak zorundadır.

İktidarın her uygulamasına muhalif olmak 'muhalefet 'değil, şarlatanlık olur. Böyle bir siyasal mücadele ile kitleler ikna edilemez, edilmesi de mümkün değildir.

Aynı durum iktidar için de söz konusudur.

Artık yeni seçmeni yollar, hastaneler, hatta üniversiteler ilgilendirmiyor. Yeni seçmenin ilgi alanlarına giren farklı beklentileri vardır. Nitekim son referandumda bu durum ortaya çıkmıştır.

Türkiye gençliğinin beklentilerine cevap verecek siyasal oluşumların yenilenmeye ihtiyacı vardır. En başta sorumluluk iktidar partisine düşmektedir.

İktidar partisinin lideri yenilenerek geriye dönüyor. Ancak medeniyet tasavvuru ve çözüm raporu olmayan yönetici kadrolar ile profesyonellerden hızla arındırılmalıdır.

Koro halinde bir takım şeyler seslendirilip yeni Türkiye'nin inşası gerçekleştirilmelidir. Bu anlamda başta siyasiler olmak üzere herkes kendini yenilemelidir.

Mevlana'nın ifadesiyle de;

'Her gün bir yerden göçmek ne iyi,

Her gün bir yere konmak ne güzel

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,

Dünle beraber gitti cancağızım

Ne kadar söz varsa düne ait

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım' diyoruz.

Selam ve sevgi ile… [email protected]