Basından izlediğim kadarı ile Meclis'te milletvekili koltukları değişiyormuş.

Biliyor musunuz? Milletvekilleri cesetlerin üzerinde oturuyor.

Evet, yanlış duymadınız. Her bir koltuk bir ceset. Çünkü oturdukları koltuklar Ceylan derisinden yapılmıştır.

Yüzlerce masum ceylanın hayatını verdiği koltuklar. Sizlerin ve benim cebimden çıkan paralarla cesetlerin üzerinde yan gelip oturuyorlar. Bir zamanların dahisi, Mustafa Kalemli zamanında yapıldı bu koltuklar. Sizlerin ve benim param da istemeden bu kanlı koltuklara yapışık.

Şimdi gözlerinizi kapatıp bir ceylan düşünün. Bir ceylanın güzel kara ve masum bakışlarını düşünün. Ahu bakışlı ceylanların üzerine yakılmış ezgileri ve çocuklarımıza anlattığımız ceylan masallarını anımsayın bir kez. Ceylanın yavrularına süt emzirmeye çalıştığını güzel naif bacakları ile ormanda uçarcasına koşuştuğunu düşünün. Sonra da o ceylanın acımasızca, öldürülüşünü, yavrularının öksüz kalışını düşünün. Ceylanın derisinin yüzülüşünü ve koltuk haline getirilip cesetler halinde Meclis'e dizildiğini düşünün. Şu an biraz ironi yapıyor olabilirim ama tam da gerçeğin kendisi budur.

Milletvekilleri derhal o ceylan cesetlerinden kalkıp vebal altında kalmayacakları koltuklarda oturmalıdır. Diyeceğim geliyor ama hangi koltuğa otursalar yine vebal altındalar.

Meclis'in ceylan derili koltukları dahil haksızlıkların, işkencelerin, tecavüzlerin vicdansızlıkların bizleri çığ gibi ezdiği bir ülkede yaşıyoruz.

Cehenneme giden yol kötü, kapkara ve kızgın taşlarla döşenmiştir. Bu kutsal aylarda insanları duyarlı olmaya davet ediyorum

Kadın dedik, gebe dedik.

Bebe dedik, anne dedik yavru dedik…

Kuzu dedik, yedik.

Sivas dedik, yaktık, yıktık

Biz kendimize ne ettik.

Kanlı entariler giyip

Bir daha geri dönemedik.

Süt ve ceylan dedik,

Adını masumiyet koyduk.

SOKAK HAYVANLARI SİZDEN MERHAMET BEKLİYOR