Mübadele Derneği'nin bir hanım başkanı var ki pek cevval… Olcay Yanık, geçen sene dönem başkanı seçildiğinde; 'derneğin her sene yaptığı rutin etkinlikleri devam ettireceğiz, ayrıca unutulmaya yüz tutmuş asırlık gelenekleri tekrar yaşatacağız' demişti. Açık konuşmak gerekirse birçok kişi gibi ben de yeni seçilmenin heyecanıyla konuştuğunu sanmıştım. Ama altı yüzyıllık çok eski bir gelenek olan Gölle Bayramı'nı neredeyse çeyrek asır süren bir unutulmuşluğun ardından yeniden canlandırmak için kolları sıvadığını görünce yanıldığımı anladım.

Gölle Bayramı'nı yeni nesiller neredeyse ilk kez duyuyor. Rumeli kökenli olmayan okuyucularım da doğal olarak hiç duymamış olabilir. Müsaadenizle, birkaç kelam edelim bu eski gelenek üzerine…

GÖLLE DE NEYMİŞ BE YA?

Efendim, bu 'gölle' dediğimiz şey, bildiğiniz haşlanmış mısır tanesi aslında… Kurutulmuş mısır, ufalanıyor. Sonra büyükçe bir kazanda haşlanarak pişiriliyor.

Akdeniz Yörükleri, gölleyi buğday ile yaparlar. Rumeli'de ise mısırla!

Kökleri Orta Asya Türk mitolojisine ve Anadolu'daki Kibele kültüne kadar uzanan bu gelenek, 600 sene evvel Rumeli'ye taşınmış. Daha sonra da tersine göçlerle Anadolu'ya geri gelmiş.

Gölle Bayramı, cemreler düştükten sonra ilk yaza kadar olan bahar aylarında yapılıyordu. Köylüler, her evden toplanan kurutulmuş mısırları taneliyor, sonra kazanda haşlıyor, pişince paylaşarak tüketiyordu.

Bir tür bereket ve bahar bayramı yani sizin anlayacağınız. Birçok yörede Hıdırellez'de gerçekleştirilen Gölle Bayramı'nda, renkli yumurta tokuşturma, dilek ağacına çaput bağlama, kestane dizme gibi birçok eski adet de yerine getiriliyordu.

1980'lerden itibaren silinmeye başlayan bu gelenek, geçen sene Samsun Mübadele Derneği tarafından tekrar canlandırılmaya başladı.

ŞEHRİN GÖBEĞİNDE YÖRÜK BAYRAMI

Başlangıçta etkinliğin eskiden olduğu gibi kırlık bir yerde veyahut en kötü bir köy meydanında yapılacağını sanmıştım. Ama yıllar sonra geri dönen Gölle Bayramı, karşımıza kentin tam merkezindeki bir parkta çıktı. 'Yahu, neden böyle yapıyorsunuz?' diye sorduğumda, 'köylerde bile sürdürülemeyen geleneği yaşatmak için kent kültürü ile barıştırmak lazım' diye iddialı bir cevap alınca susmuştum.

Nitekim geçen seneki etkinlik, gerçekten iyi bir katılımla ve son derece nezih biçimde gerçekleşti. Geleneksel yemekler yendi, çeşitli ürünlerin stantları açıldı. Basında da bir hayli ilgi oldu.

'Şükür, bu iş tuttu, arkası gelir' diye düşünüyorduk ki yanılmadığımızı gördük. Gölle Bayramı, bu sene de Samsun Mübadele Derneği ve Karadeniz Rumeli Dernekleri Federasyonu işbirliği ile düzenleniyor.

LOVELET'TE HIDIRELLEZ

Lakin bu sene başka bir sürpriz daha var: Geçen sene şehrin göbeğinde bir parkta düzenlenen etkinlik bu yıl bir alışveriş merkezinde yapılacak.

Samsun Mübadele Derneği, bu etkinliği zaman içinde çok daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. Bunun için ilk adımı, üst kuruluş olan KARDEF ile işbirliğine giderek yaptı.

Orta vadede, Samsunlu mübadillerin yanı sıra kendisini Yörük – Türkmen olarak tanımlayan herkese bu bayramı sahiplendirmek amaçlanıyor. Her ne kadar Gölle Bayramı, Rumeli'den Samsun'a getirilmiş bir gelenek olsa da Rumeli'ye bu geleneği taşıyanlar da Türkmen Yörükler değil mi?

Bu yılki Gölle Bayramı, Hıdırelleze denk getirildi. Sizin anlayacağınız tam bir Bahar bayramı olacak.

Bir alışveriş merkezinde yapılması, geleneklerin unutulacağı anlamına da gelmiyor üstelik. Yine mısır kaynatılacak, yumurtalar boyanacak, kestaneler haşlanarak ipe dizilecek, dilek ağacına çaput bağlanacak.

Bunun dışında geleneksel kıyafetler, köy mutfağından ürünler, Rumeli yemeklerinin satıldığı stantlar olacak.

Birçok büyük kuruluş da stant açarak etkinliğe destek verecek.

Bizlere de etkinliğe katılıp temaşaya ortak olmak düşüyor tabii…