Ünlü siyasetçilerin
FETÖ davasından tutuklanan
damatlarının
tahliyelerinin;
milletin gözünde
farklı bir algı
oluşturmaya
başladığını görmezsek,
bu mücadele sekteye uğrar...
Yargı kararlarına
herkesin saygı göstermesi
gerektiğini savunan;
yargıdaki yanlışı
yine yargının kendi içinde
çözdüğüne ve çözeceğine
inanan biriyim...
Ancak, içinde
bulunulan süreçte
yaşananlar,
insanlarda
hassasiyetleri
artırmşıtır...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Topbaş'ın
FETÖ şüphelisi
damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın
"epilepsi" hastalığı sonucu
aldığı sağlık raporuyla
tahliye edilmesi,
infial yaratmıştı...
Cezaevlerinde
bu hastalıktan
muzdarip
onlarca tutuklu ve mahkum
varken, onlar değil de
neden Kavurmacı
tahliye edilmişti?..
Bu durum,
iktidar partisinden
çok sayıda milletvekilini de rahatsız
etmişti...
Hani, "oldu bir kere" diyelim...
Benzer bir konu daha çıktı
karşımıza...
AK Parti'nin
kurucularından olan
ve birçok hükümette
devlet bakanlıkları ile
başbakan yardımcılıkları
görevlerinde bulunan, TBMM Başkanlığı yapan
muhafazakar kesimin
güçlü isimlerinden
Bülent Arınç'ın
damadı da
FETÖ'den gözaltına alındı...
Medya haberi "flaş flaş"
diye geçti...
Arınç, yöneltilen
sorulara
hiç cevap vermedi...
Cumhuriyet Savcısı'nın tutuklanması
istemiyle mahkemeye sevk ettiği Arınç'ın damadı Ekrem Yeter
tutuklandı...
Ve birkaç gün sonra
Arınç'ın damadı da
tahliye oldu...
Yargı kararlarını tartışmadığımı
söylemiştim...
Ne var ki; Doç. Dr. Ekrem Yeter'in
salıverilecek bir durumu
vardı da madem neden tutuklandı?..
"Damatlar dışarı, garibanlar içeri"
algısına neden olan
böylesi tahliyeler, haklı gerekçelere dayansa bile
milletin gözünde; FETÖ ile mücadele
konusunu tartışılır hale getirecektir...
Demedi demeyin!..