Arapça, Farsça, Grekçe ve Latinceyi iyi derecede bilen zamanını aşan,

matematik, tıp, felsefe, botanik hakkında devasa eserler bırakan Farabi, aynı zamanda müzisyendir, müziği icra eder. İcrayla da kalmaz geriye 'Kitabü'l-Mûsîka'l Kebîr' adlı harikulade bir musiki nazariyatını içeren kitap bırakır.

Farabi'nin 'Kitabü'l-Mûsîka'l Kebîr' adlı eseri, Batıda ve İslam dünyasında müzik teorisi ve özellikle müzik felsefesi üzerine yazılmış en kapsamlı ve sistema­tik eser olarak değerlendirilmiştir.

Kitap hakkında en kapsamlı bilgi, Türkiye Diyanet Vakfı'nca yayınlan İslam Ansiklopedisi'nde mevcut. Kaynağa göre başta İbn Sîna olmak üzere daha sonraki asırlarda yazı­lan müzik teorisine dair etkilediği ve bu etkinin Abdülkadir-i Meragi'ye kadar uzan­dığı ifade edilir.

'Kitabü'l-Mûsîka'l Kebîr'in bu güne değin 6 nüshası tespit edilmiş. Kitabın ikisi, Türkiye kütüp­hanelerinde bulunmasına karşın diğer 4 adedi ise yurtdışındadır.

Rodolphe d'Erianger tarafın­dan kaleme alınan La musique arabe adlı eserde Fransızca tercümesiyle birlikte neşredildiği] ayrıca Gattas Abdülmelik Hasebe ile Mahmûd Ahmed el-Hifnî tarafından Lei-den, Köprülü ve Princeton nüshaları esas alınarak yayımlanmıştır.

'Kitabü'l-Mûsîka'l Kebîr' Farabi, bu sahada yazılan eserleri inceledikten sonra onların eksikliklerini tamamlamak için bu kitabı yazdığını ifade etmiştir.

Ona göre bir sa­natta ileri bir seviyeye ulaşılabilmesi için önce o sanatın ilkelerinin iyi bilinmesi, ar­dından bu ilkelerden o sanatın verilerine ait gerekli bilgileri ortaya koyabilme gücü ile doğruyu yanlıştan ayırabilmek için ha­taları düzeltip çözüme ulaştırma yetene­ğinin bulunması gerekir.

Giriş bölümünde yer alan 'eski müellifler' ifadesinden Grek yazarları, 'yeni müellifler' ifadesinden de Halîl b. Ahmed, İshak el-Mevsılî ve Ya'küb b. İshak el-Kindî kastedilmiş olmalıdır.

Mûsiki konusunda Grek ve İslam dün­yası arasında köprü vazifesi gören Farabî el-Mûsîkct'l~kebîfi iki kitap halinde yaz­mış, ancak ikinci kitap henüz ele geçme­miştir. Bugün mevcut olan birinci kitap iki bölümden meydana gelmektedir.

El-Medhal ila şına'ati'l-mûsîka' adlı birinci bölüm iki kısımdır. Müzik felsefesiyle ilgili olan, makamlar konusunun ağırlıkla işlendiği birinci kısımda mûsikinin teorik ve pratik yönü, makamların tarifi, sınıflandırılması, türleri ve enstrümanların ortaya çıkışı gi­bi konular ele alınır.

İkinci kısımda akusti­ğe giriş, sesin tizlik ve pestliği, uddaki tabii sesler, aralıklar ve çeşitleri anlatılır. Ese­rin 'eş-Şına^a nefsüha' adını taşıyan ikinci bölümü ise üç kısımdan oluşur.

Birinci kıs­mın ilk makalesinde sesin oluşumu, tizlik ve pestliği, aralıklar, oktav, dörtlü, beşli, tanini, cinslerin dereceleri ve türleri gibi konular ele alınır.

İkinci makalede skalalar ve çeşitleri, dizi kuralları, îka' ve türleri üzerinde durulur. İkinci kısmın ilk makale­sinde akortları ve skalasıyla ud ele alın­mış, ikinci makalede ise perdeleri ve akortlarıyla Bağdat tamburu. Horasan tambu­ru, ayrıca mizmar, sûrnay, rebab ve mi'zef hakkında geniş bilgi verilmiştir.

Üçüncü kısmın ilk makalesinde müzikal kompozis­yon, seyir ve geçiş kaideleriyle îka' ve tür­leri konu edilmiş, ikinci makalede sesle­rin nitelikleri, güfte ve nitelikleri, müzikal kompozisyonun seslendirilmesi üzerinde durulmuştur.

'Kitabü'l-Mûsîka'l Kebîr' in değeri, daha önce yazılmış eserlerin aksine bilfiil mûsiki icra­sını yansıtan teorileri sistematik bir şekle getirmesinden kaynaklanır. Kitap, Farabî-nin ifade ettiği gibi mûsiki sanatını icra eden ve teoriyi icra ile kuvvetlendirmek is­teyenler için, mûsiki icrasının teoriden ön­ce geldiği esası üzerine kurulmuştur.

Bu eserin tıpkı basımını son derece önemlidir. Hem geçmişle gelecek arasında bir bağ kurulmuş olacak hem de musikiyi felsefesiyle yoğurmuş bir değerimizi bilgisiyle hak ettiği değerle karşılamış olacağız.

Güzel günlere uyanın

Sağlıcakla kalın efendim.