Yaşamın anlamı nedir? Diye çok sormuşuzdur. Bu cevaba yanıt belki de sözel olarak mümkün olmadığı için hep havada kalmıştır bu soru. Yaşam her gün yeniden nefes aldığımız yerdir. En net ve sade ifadesi budur belki de... Bazılarımız içinse zaman henüz bu soruyu sormayı gerektirecek ölçüde ilerlememiştir. Aslında çokta ilerlemeye gerek yoktur. İnsan inandığı hedeflerinin peşinden giderken birçok anlam ve anlamsızlıkla karşılaşır. İnanılan şeylerin çoğu başarı, ilişki, maddiyat ve eğlence... gibi tatmin ediciliği düşük hedeflerdir. Bu hedeflerin hiçbirinin sınırı ve tatmin edici ölçüsü yoktur. Genellikle kısa vadeli ancak uzun çabalar gerektiren bu hedeflerin zafer coşkusu çok kısadır. Bunun en büyük sebebi insanın yetinmeyi asla öğrenememesinden kaynaklanmaktadır. Yıllarca içimizdeki boşlukları doldurmaya çabalarken; yaşamanın ne kadar güzel bir his olduğunu, mutlulukları aslında ne kadar basit bir şekilde elde edebildiğimizi kaçırıyoruz.

Yaşamak güzel şey yaşamayı bilene, yaşamayı bilmeyene ise kaç nefes aldığını saymaya çalıştıracak kadar acımasız yaşamak. Melih Cevdet Anday sıralıyor yaşamın nasıl güzel bir şey olabileceğini;

Yaşamak güzel şey doğrusu.
Üstelik hava da güzelse,
Hele gücün kuvvetin yerindeyse,
Elin ekmek tutmuşsa bir de.
Hele tertemizse gönlün,
Hele kar gibiyse alnın,
Yani kendinden korkmuyorsan,
Kimseden korkmuyorsan dünyada.
Dostuna güveniyorsan,
İyi günler bekliyorsan hele,
İyi günlere inanıyorsan.
Üstelik hava da güzelse,
Yaşamak güzel şey,
Çok güzel şey doğrusu.