Geçenlerde,İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu "Ben Çocuğum Haklarım Var" temalı bir Çocuk Hakları Sempozyumu düzenledi.

Neden önemli bu? Çünkü, ülkemizin kanayan yaralarındandır'Çocuk İşçiliği' ve 'Mülteci Çocuklar.'

Sempozyumda bu iki önemli sorun konuşuldu.

Türkiye'de 4 milyona yakın mülteci içinde 1 milyonu aşkın çocuk bulunuyor. Suriyeli çocuklardan Türk okullarına kayıtlı olanların sayısı ise sadece 172 bin.

Çocukların eğitim, sağlık gibi temel haklarına erişip, kendi potansiyellerini geliştirebilecek, şiddet içermeyen ortamlarda büyümelerini sağlamak gerekiyor. Artık birlikte yaşayacağız ve bu gerçeklikten kaçış yok. Ama birçok kişi, çocuklarının mültecilerle konuşmasını ve arkadaşlık etmelerini istemiyor.

Mülteci ailelerin çocuklarının okula devamı için gerekli koşulları sağlayamadıkları, okula gitseler bile döndüklerinde ders çalışacak fiziki ortamlarının olmadığı, bunun da çocuğun eğitimi önünde engel olduğu vurgulandı.

Irkçılık, ayrımcılık, yoksulluk gibi çok sıkıntılar; travma sonrası depresyonlar, suçluluk hissi, baş dönmesi, mide bulantısı sorunları yaşıyorlar.

Özellikle kız çocukları eğitim hakkına erişemeyince hayatlarını tehlikeye atan risklerle karşı karşıya kalıyor.

Çocuk işçiliği ve çocukların evlendirilmesi normalleşti; çocuğa zarar veren durumlara alışmaya başladık ve bu çok endişe verici bir durumdur, eğer bu sokakta dilenen küçük çocuğa el vermezseniz, bir gün dünyayı karıştıran çocuk olarak karşınıza çıkabilir, sonucu vurgulandı.

Çocuk çocuktur ve çocukları ırklarla tanımlamak doğru değildir. Çocukların hakları diğer bütün haklardan üstün tutulmalıdır…