Annemden, kardeşlerimden uzak ilk bayramı lise birinci sınıfı okuduğum Ordu’da yaşadım. Babam geçici görevle Ordu’ya atanmıştı ve asıl görev yeri olan Gemerek’te o tarihlerde lise olmadığı için ben de babamla Ordu’ya gitmiştim. Babamla beraberdim ama anne ve kardeş hasreti bir başkaydı, çok hüzünlenmiş ve çok ağlamıştım. “Bayram gelmiş neyime/ Aman anam garibem/ Kan damlar yüreğime/ Aman anam garibem” türküsü eşliğinde.

Artık gurbet, artık hasretlik sadece türkülerde kaldı. Dünya küçülmedi, dünya aynı dünya, mesafeler kısalmadı, ama biz hızlandık. Dün bir günde aldığımız yolu, artık birkaç saatte alır olduk ve hem gurbeti hem hasret çekmeyi unuttuk. Artık kıtalar ötesi ülkeler komşu kapısı neredeyse.

Şimdilerde gurbet, vatanından ayrı düşenler için. Şimdilerde gurbet, İslam dünyası için. Fas’tan Endonezya’ya, Yemen’den Afganistan’a, Pakistan’a bir geniş coğrafyada insanlar ya kendi topraklarında ölmekte kardeş kurşunuyla ya da başka ülkelerde başka milletlerin merhametine muhtaç konumda. Ölmekle kaçmak arasında tercih zorunda kalmak ne acı bir imtihan.

Kalmak ne kadar acı ise kaçmak ve sığınmak da o kadar acı. Belki de daha da acı. Kaçmak, salt can içinse başka, ama bir de canan varsa hele bir de evlat varsa hayatı sana bağlı olan. Ayıplamalı mı? Yargılayana göre değişir. Ne yazık ki İslam coğrafyasının büyük kısmı yıllardır bu kardeş kavgasına ve bu savruluşa sahne oluyor. Ölenlerle kalanların kurtulduğu coğrafya, insanlık senden kendi kurtuluşuna reçete bekliyordu. Hep böyle demiş hep böyle yazmıştın yıllardır. Sen bu halinle mi yazacaksın insanlığın beklediği reçeteyi?

Yeniden ağlamak istiyorum Ordu’da ağladığım o bayramdan tam elli yıl ve yüz bayram sonra. Bu sefer kendi yalnızlığıma değil. İslam coğrafyasının kanlı bayramına feryadım. Müslümanların Müslümanı öldürmesindeki cinnete ve kardeş kavgasının her geçen gün genişlemesine.

Ne garip ne hazin, katil İslam adına öldürüyor, ölen de İslam adına ölüyor. Aslında bir medeniyet ölüyor, bir büyük ümmet ölüyor. Ve aslında geleceğe yönelik umutlar ölüyor.

Böyle bir coğrafyada ve böyle bir ortamda “bayram gelmiş neyime!”

NOT: Yine de tüm dostlarımın, okurlarımın, hemşehrilerimin ve Büyük Türk milleti ile İslam aleminin bayramını kutluyorum. Umarım ve dilerim ki ben yanılırım. Bugünlerin kardeş kavgası, yerini yarınların insan sevgisine ve büyük bir ümmet barışmasına bırakır.