Bugün tamamen farklı bir konuda yazmayı planlamıştım. Ancak Efes Antik Kentte düğün yapma haberlerini izleyince, tarih seven bir insan olarak gene delirmiş bulunuyorum.

Arkeoloji bilimi ile hiç ilgim yok. Lise yıllarında ancak sanat tarihi dersleri okuyarak, az da olsa birazcık bilgilendik.

Hangi kafa, hangi mantık tarihi eserleri düğünlere peşkeş çekebilir?

Dedim ya çok bilimsel yaklaşmam mümkün değil konuya.

Ama oradaki sesin volümü bile o eserlerin hassasiyetini bozar. Ses ve ışık tarihi eserler için çok zarar verici olabilir.

Hepsinden önemlisi tarihin ve geçmişin bir manevi değeri ve ruhu var.

Efes Antik kentte kasap havası eşliğinde sünnet düğünü yapsınlar da tarihi de yerle bir etsinler.

Yabancı ülkeler tarihi eserlerine öyle çok önem veriyorlar ki...

Moskova'da Puşkin evini gezerken elimden fotoğraf makinesi, telefon hepsini almışlardı.

Kaldı ki Puşkin evi sadece bir evdir. Yakın tarih bir Rus yazarın evidir.

Efes Antik Müze ile kıyaslamak mümkün bile değil.

Bizim ülkede tarihi eserlere çok önem verilmiyor.

Bu yüzden yıllar boyu tarihi eser kaçakçılığını ya önleyemedik. Ya da göz yumduk.

Büyük bir servet başka ülkelerin müzelerini süslüyor.

Zaten bir hanımefendi de antik çinilerin üzerinde topuklu ayakkabı ile gezindi de ne oldu?

Toplumun değer yargıları o kadar çok erozyona uğradı ki...

Rant uğruna ormanlar, dağlar, zeytinlikler doğanın tüm güzellikleri yeşil banknota dönüştürüldü.

Kültür değerlerimiz heba ediliyor.

Recep İvedik filmleri gişe hasılat rekorları kırıyor.

Kaba saba kelimeler, garip deyimler, galiz ve garip kelimeler milletin ağzında adeta slogan ...

İnsanları anlamak şimdilerde öyle kolay ki , izlediği filmi sor.

Elindeki gazeteye varsa okuduğu kitaba bir göz at.

Sonra yüzüne analizini söyle...

Her şey çok kolay...

Zor olan ise hala ve her şeye rağmen insan kalabilmek...

Efes Antik kentte düğünümüz var bekleriz...

SOKAK HAYVANLARI İÇİN BİR KAP YEMEK BİR KALP SEVGİ