Babaannem rahmetli 'oğul, karnının doymayacağı yerde açlığını belirtme' derdi. Kendi uydurmamıştı, atasözüydü bu, o muhtemelen kendi babaannesinden duymuştu. Bir başka atasözümüz daha vardır bu minval üzere ve daha geniş kapsamlıdır: 'Olmayacak duaya amin deme.'

Merak ediyorum; Sayın Tuğrul Türkeş Hollanda'ya, Sayın Nihat Zeybekçi Avusturya'ya gitmese biz ne kaybederiz oradaki Türkler ne kaybeder? Aslında merak etmiyorum, biliyorum ne burada biz ne de orada bizimkiler bir şey kaybederiz. Öyleyse hem de gerek Hollanda'nın ve gerekse Avusturya'nın karın ağrıları biline biline bu girişim ve bu olumsuz cevaba muhatap olmak niye? Eğer ilerideki bir büyük hesaplaşma için malzeme biriktirmek söz konusu değilse karnımızın doymayacağı yerde açlığımızı belirtmek ya da olmayacağını bilediğimiz duaya amin demek de neyin nesi?

Krallarının ancak sadrazamımızla muhatap olabildiği, elçilerinin -bırakın hünkarı- sadrazamın huzuruna kabul edilebilmek için payitahtta aylarca beklediği günlerin intikamı peşindeki devletlere bizi reddetme şansı vermek, nasıl bir anlayış ya da nasıl bir politika?

Bu devlet bizim, -ister oy vermiş olalım ister vermemiş olalım- bu hükümet bizim ve o bakanlar bizim ve ben üzülüyorum. Eminim ki siz de üzülüyorsunuzdur. Umarım hariciyemiz bundan sonra bir daha bu tür taleplerde bulunmaz ve onlara bir daha bizi üzme fırsatı vermez.

KONUŞMAK ZORUNDA MIYIZ?

Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig'ini hepimizin ama öncelikle de siyaset ve devlet adamlarımızın okumasında büyük faydalar var. Muhteşem bir eser. Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasında sadeleştirilmiş ve kısaltılmış bir baskısı yapıldı.

Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilik'te 'doğru söyleyecekse dilini kımıldat, eğri söyleyecekse onu bastır' der. 'Çok dinle, iyi dinle, az söyle, ancak akıllıca söyle' der. 'Dilsizin dili konuşmayı beceremez, bilgisizin dili de sözü koruyamaz. Bilgisizin dili kilitli gibi durmalı, bilgili de diline sahip olmalı. Toprak için su ne ise, bilgilinin sözü de insanlar için odur' der.

Çok konuşuyoruz, hele şu sosyal medya hesabı denen her türlü yalana, yanlışa açık medya icat olduğundan beri. Önüne gelen aklına eseni yazıp dağıtıyor. Sonra da onların yanlışını temizlemek hiç de kolay olmuyor. Bu türler, çoğu zaman da akıllarınca savundukları daha doğrusu savunuyor gözüktükleri kimseleri açmaza düşüyorlar. Ve onların rakiplerine kolay kolay bulamayacakları kozlar veriyor.

Konuşmayı sevenler için Kutadgu Bilig'de daha başka bilgiler de var, şiddetle tavsiye ederim. Ah bir de konuşmayı sevdiğimiz kadar okumayı da sevsek, sevebilsek.