Ana muhalefet lideri adalet için TC.'nin başkenti Ankara'dan Osmanlı'nın başkenti İstanbul'a yürümüştür.

30-35 derecelik sıcak altında yaklaşık 450 km. yürümüştür.

Bu yürüyüş, her iki tarafın akl-ı selimi ile sağlıklı ve güvenli bitmiştir.

Gerek güvenlik güçlerini ve gerekse yürüyüşçüleri kutluyorum.

Bu uzun ve meşakkatli yürüyüşün amacı 'ADALET' idi.

Tüm insanlığın ortak değeri olan adalet terazisini düzeltmeyi amaçlıyordu.

Nitekim yürüyüşünün akıp birleştiği insan selinin sesi de 'adalet' diyordu.

Kılıçdaroğlu konuşması boyunca barış, kardeşlik ve adalet mesajları vermişti.

Yalnız adli adaletsizlik için değil, toplumun tüm kesimlerinde varolan adaletsizlikler için yürüdüğünü söylemişti. Doğrusu da buydu.

İnançlara ve insan haklarına saygı güvenini ve garantisini vermeye çalışmıştı.

İşin burasına kadar her şey normaldi. Bir alternatif gibiydi. CHP'nin reel politikaya döndüğünü düşündürmeye başlamıştı.

Manifestosunu açıklarken, yürüyüş sırasında kolkola girdiği kişilerin zulümlerini hatırlatırcasına eğitimdeki laiklik ilkelerine aykırı şeylerin temizliğinden söz etti.

Bu iktidar geçmiş iktidarlardan farklı olarak seçmeli olarak Kur'an-ı Kerim ve Siyer derslerini koymuştu. Bir de İmam Hatip ortaokullarını açmıştı. Laikliğe aykırı ne var ki?

Gene adamlarını ve felsefesini yanlış seçmişti.

Atalarımız, ' kör ile yatan şaşı kalkar, can çıkmadan huy çıkmaz' demişlerdi.

Yine baltayı taşa vurmuş, onca emeğini boşa çıkarmıştı.

ADALET İÇİN EVET. ÇÜNKÜ HEPİMİZİN ORTAK DEĞERİDİR. İNSAN OLMANIN İLK ADIMIDIR. BİZ MÜSLÜMANLAR OLARAK ON YILLARDIR ŞİKAYET ETTİĞİMİZ ADALETSİZLİKLERİ YAPMAMAMIZ GEREKİR. ROLLER TERSİNE DÖNDÜ GALİBA… Selam ve sevgi ile…