Benim büyüdüğüm evde İsmet Paşa sevilmezdi, dolayısıyla Lozan da beğenilmez, oldukça sert eleştirilirdi. Kazanılanlardan çok kazanılamayanlar dile getirilir, Adalara, Kerkük, Musul ve Batı Trakya'ya ağlanır ve İsmet Paşa yerden yere vurulurdu. Sanki İsmet Paşa kendi başına gitmiş ve kararları kimseye danışmadan vermişti.

İsmet Paşa, baş murahhas(baş delege) olarak Lozan'a o günün şartları içinde oldukça iyi yetişmiş kırk kişilik bir kadroyla gitti. Sağlık Bakanı Dr. Rıza Nur ve Maliye Bakanı Hasan Saka diğer delegelerdi. Adana Mebusu Celal Bayar, Eski İktisat Bakanı ve İzmir Mebusu Şefik Basman, Eski Maliye Nazırı Cavit Bey, Burdur Mebusu Zülfü Tiğrel, Diyarbakır Mebusu Zekai Apaydın ve birçok müsteşar, genel müdür ve ünlü gazeteci de danışman olarak bulunuyordu. Danışmanlar arasında yer alan Haham Hayum Naum Efendi, bazıları tarafından eleştirilir; Nahum Efendi antisiyonisttir ve Osmanlı yanlısıdır. Heyette yer almasının sebebi de budur.

İsmet Paşa, Rıza Nur ve Hasan Saka beylere hareketlerinden önce Başbakan Hüseyin Rauf Orbay ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Suat Davaz tarafından imzalı yetki belgeleri ile birlikte bir de on dört maddelik talimat verildi. Talimat aynen şöyle:

'1-Doğu Sınırı: ERMENİ YURDU SÖZ KONUSU OLAMAZ; OLURSA GÖRÜŞMELER KESİLİR. 2-Irak sınırı: Süleymaniye, Kerkük ve Musul livaları istenecek, konferansta başka bir durum ortaya çıkarsa Hükümetten talimat alınacak. 3-Bu sınırın düzeltilmesi için çalışılacak ve sınır şöyle olacaktır: Reisi İbni Hani'den başlayarak Harim, Meskene, sonra Fırat Yolu, Deyrizor, Çöl, nihayet Musul Vilayeti güney sınırına ulaşılacak. 4-Adalar: Duruma göre davranılacak, kıyılarımıza pek yakın olan adalar ülkemize katılacak, olmazsa Ankara'dan sorulacak. 5-Trakya: 1914 sınırlarının elde edilmesine çalışılacak. 6-Batı Trakya: Misak-ı Milli maddesi. 7-Boğazlar ve Gelibolu Yarımadası: Yabancı bir askeri kuvvet kabul edilemez, bu yüzden görüşmeleri kesmek gerekirse önceden Ankara'ya haber verilecek. 8-KAPİTÜLASYONLAR KABUL EDİLEMEZ, GÖRÜŞMELERİ KESMEK GEREKİRSE GEREKEN YAPILIR. 9-Azınlıklar: Esas mübadeledir. 10-Osmanlı Borçları: Bizden ayrılan ülkelere paylaştırılacak. Yunanistan'dan alınacak tamirat bedeline mahsup edilecek, olmazsa 20 yıl ertelenecek, Düyun-u Umumiye idaresi kaldırılacak olmazsa Ankara'dan sorulacaktır. 11-ORDU VE DONANMAYA SINIRLAMA KONULMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ. 12-YABANCI KURULUŞLAR YASALARIMIZA UYACAKLAR. 13:Bizden ayrılan ülkeler için Misak-ı Millinin ilgili maddeleri geçerlidir. 14-İslam ve cemaat vakıflarının hakları eski anlaşmalara göre sağlanacaktır.'

Bu talimatlardan 'Ermeni Yurdu', 'Kapitülasyonlar' ve 'Ordu ve donanmaya sınırlama konulamaz' hükümleri ile 'Yabancıların yasalarımıza uyacakları' çok kesindir; müzakereleri kesmek gerekirse Ankara'ya sorulmadan hemen kesilecektir. Sevr'in en tehlikeli dört maddesine Lozan'a giden heyete en kesin şekilde karşı çıkılması talimatının verilmesi boşuna değildir. Bu maddeler devletin kendi toprağındaki egemenliğinin varlığı ya da yokluğunun işaretidir. Ne yazık ki kapitülasyonlar, özellikle adli ve idari kapitülasyonlar, Osmanlı'nın son yüz yılının en büyük acısıdır.

Lozan'ın tek bu kazancı bile tüm noksanlarının günahını kat be kat karşılayacak değerdedir. Sevr'in dayattığı kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu, ordunun tasfiyesi ve yabancı hukukunun üstünlüğü gibi milletin hayat hakkına ve haysiyetine sürülen kara lekenin Lozan'da silindiğini görmezden gelmek haksızlık olur.