İri hem de kocaman buz yağdı gökten taş gibi... Gibisi fazla taş yağdı gökten eskilerin dediği gibi.

Önce deprem Bodrum'u vurdu. İnsanlar İstanbul'a kaçıştılar. Ancak tabiat ana her yerde insanlara kucak açabileceğinden İstanbul'a da hızla vardı. Bir küçük show daha yaptı İstanbul'da.

Nerede ne zaman nasıl ne yapacağı bilinmeyen doğa. Gizemleri, güzellikleri ve hırçınlığı ile münezzeh doğa. Üstelik doğanın bu gösterileri, söylenene göre yeni başlıyor.

Yani bütün bunlar başlangıç daha. Kim bilir bizleri daha ne felaketler bekliyor.

Denizleri bile elinden aldık doğanın. Denizleri kaya ve toprakla doldurup yeni yerler iskan ettik.

Tek tek yazmaya gerek yok. İnsanoğlu adeta terminatör gibi çalışıyor.

Ne dere bıraktık ne dağ ne de göl... Ağaç ve orman derseniz keza... Elbette seller olacak ağaçların kökleri kurutulunca.

Geçenlerde bir video izledim. Reklam panolarının önünü açmak için bir seri katil elinde testere ile genç ve körpe fidanları kesiyordu.

Yok edici deniyor bunlara. Yok etmeye kodlanmışlar çünkü…

Bir küçük olay da kendi yaşadığımdan örneklemek isterim.

Yaklaşık bir yıl önce oturduğum siteye bir zat-ı muhterem taşındı.

Çok hayvan sever olduğunu ve doğa aşığı olduğunu altını çizerek.

Sevindim elbette. Çünkü çizgilerim artık çok keskin ve rijit oldu son yıllarda.

Doğa ve hayvan sevmeyen insanları ben de hiç sevmemeye kararlıyım.

Çünkü bu tip insanlar sadece kendilerini seven, yok edici ve dünyanın sadece kendi eksenleri etrafında döndüğünü sana insancıklar silsilesidir.

Sonra yavaş yavaş gerçek kişiliği çıkmaya başladı. Önce insanları sonra da hayvanları kategorize etmeye başladı. Derken kışın sokak kedilerinin üşümemesi için yaptırdığımız kedi evine geldi sıra. Göz estetiğinin bozulduğunu beyan ederek.

Oysa çok şık bir kedi evi idi. Sıcak malzeme olsun diye ahşap ve cıngıl kullanarak yaptırmıştık.

Soğukta hayvancıklar barınacaktı. Bodrum da diğer sitelere de örnek olsun diye düşünmüştük.

Göz estetiği bozulmasın istedik kaldırdık. Sonra sıra başta çok sevdiğini ve mutlu olduğunu söylediği benim köpeklerime geldi sıra. Şimdi yok edilme sırası onlarda

Hayvanlar da birer sosyolojik toplumdur. En az biz inanlar kadar yaşam hakları vardır.

Bu hak Tanrı tarafından onlara bağışlanmıştır.

Hiçbir canlıya müdahale hakkımız yoktur.

"Toplumların ve değerlerinin yüceliği, o toplumun hayvanlara davranış tarzı

ile doğru orantılıdır." diyor Mahatma GANDHi

Bir insanı analiz etmek isterseniz onun doğaya, hayvana yaklaşım tarzına bakmalıyız.

Bizler yok edici değil, sosyal güdüleri yüksek insanlar olmalıyız.

Hayvanları seven; insanları da sever.

Doğanın dengesi hayvanlarla korunur.

Hayvanlar en sadık dostlarımızdır.

Hayvan onuru ile insan onuru eşit, statüleri farklıdır.

Sevgiye ihanet etmeyen tek canlı hayvandır.

Sağlıklı çevre için hayvanları koruyalım.

Bütün hayvanlar yaşam önünde eşittir.

Yaşamak tüm canlıların en doğal hakkıdır.

Hz. Mevlana diyor ki, 'Karıncadan file kadar bütün canlılar, Tanrı'nın ailesidir. Burada susuyorlar, hesap günü konuşacaklar'

Allah sizi, hesap günü hesap vermeyenlerden etsin.

Yok etmek çok kolay ve inciticidir.

Var etmeniz ve var olmanız dileği ile...

MERHAMET EN GÜZEL HASLETTİR