OMÜ logosunda
bulunan Atatürk Heykeli
silüetin
kaldırılacağı
yönündeki
tartışmalar,
üniversitenin
imajına yönelik
bir algı
operasyonudur ve devamında da
"Atatürk'ün şehri"
Samsun'u karıştırmak vardır...
Türkiye,
provokasyonlar
sonucunda
yıllardır ağır bedeller
ödemiş bir ülkedir...
Geçmişte yaşanan
bazı olayları
yeniden hatırlatmakta
yarar var...
Mesela, 6 Eylül 1955'te,
Türkiye'nin Londra'da
Kıbrıs'la ilgili müzakerelere katıldığı
günlerde;
Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evin
bombalandığı haberinin
kasıtlı olarak
verilmesi,
İstanbul'da
can ve mal kayıplarına
neden olmuş,
önemli bir provokasyondur...
Tarihe, "6-7 Eylül Olayları"
olarak geçen
bu kışkırtmanın,
bir İngiliz tezgahı olduğu
yıllar sonra anlaşılmıştır...
Bu olay sayesinde İngiltere, Yunanistan'ın
desteğini alarak, Kıbrıs'ta
istediğini elde etmiştir...
1960 ihtilaline giden
süreçte; gençlerin
kıyma makinelerinde
katledildiği tezviratlarıyla
halkın iktidara karşı
kin ve nefretinin
artmasına yönelik yalanlar da
provokasyondur...
1970'te Atatürk Kültür Merkezi, 1971'de
Marmara yolcu gemisinin yakılması ve 1972'de
Eminönü arabalı vapurunun batırılması,
bunun hiç alakasız insanların
üzerine yıkılması da derin bir organizasyondur...
1 Mayıs 1977'de
Taksim Meydanı'nda
kutlamalara katılanların
silahla taranması sonucu
37 kişinin hayatını kaybettiği
olay da öyledir ve hala
faili meçhuldür...
16 Mart 1978'de İTÜ'de
öğrencilerin silahla
taranması sonucu
7 öğrencinin öldürülmesi ve 41'inin de
yaralanması
olayı da...
8 Ekim'de Balgat'ta
7 öğrencinin
öldürülmesi; sağ-sol
çatışmalarının
adeta "katalizörü" olmuştur...
Çünkü; Amerikalıların "Bizim çocuklar" dediği
adamların 12 Eylül'de halk desteğini alabilmesi için
"kan gölü"ne ihtiyaç vardır...
Çorum ve Kahramanmaraş
katliamları,
ülkenin bir ateş çemberinin içine
atılması girişimidir...
Ve 12 Eylül geldiğinde,
oyunu kuranlar;
devlete karşı olan ile devletin yanında yer alanı
aynı koğuşta
işkenceye tabi tutmuştur...
Gençlik, oyunu
işte o zaman
görmüştür...
Hafıza turuna devam edelim:
1993 yılında Sivas'ta 33 canın diri diri
yakıldığı Madımak Oteli
katliamı ve hemen ardından Başbağlar'da
33 insanın öldürülüp, köyün yakılması
olayı da ülkede kaos
yaratılmasına
yönelik provokasyondur...
28 Şubat 1997 de
tüm ihtilaller gibi
küresel sermayeye
hizmet etmiştir...
Refahyol iktidarının
iç borçlanma
faizlerini düşürmek için
ortaya koyduğu "havuz sistemi"nde
yüksek kazançları kesilen
bazı bankalar;
postmodern darbenin
destekçisi olmuştur...
Devlet kurumlarının yüzde 7-8 faizle
yatırdığı parayı,
yine devlete yüzde 80'lerle
borç veren bankaların
tezgahının bozulması
olayı,
"Laiklik elden gidiyor"
karartmasıyla
kamuoyundan gizlenmiştir...
2008'de AK Parti'nin kapatılmasının
gündeme geldiği dönemde,
bazı il ve ilçelerde,
Atatürk aleyhine dağıtılan
bildiriler de
asla tesadüf değildir...
2013'te Gezi Parkı'nda
ağaç kesilmesine tepki gösteren
eylemci gençlerin
çadırlarını kim ya da
kimler sabaha karşı
yaktırarak,
olayların fitilini ateşlemiştir?..
2015'te Suruç katliamı, Diyarbakır'da
HDP mitinginde patlatılan bomba,
HDP İl binalarının kundaklanması
ve Kobani bahanesiyle çıkarılan
olaylar, emperyalistlerin
iç savaş çıkarma
provasından başka bir şey değildir...
Bin yıllık kardeşliği, et-tırnak olmuşluğu,
aynı kaderi paylaşıp, tasada ve kıvançta
bir ortaklık
refleksini
hiç kaybetmeyen
bu toprağın insanlarını
birbirine düşürmek
isteyen yabancı istihbarat servisleri,
karşımıza
değişik örgüt isimleriyle
çıkmıştır...
Bunların adı bir yerde PKK, bir yerde DAEŞ, bir yerde
DHKP-C bir başka yerde da Hizbullah'tır...
Bu kuklaları kirli sahnede
oynatan eller ise bazen dost, bazen müttefik
ve bazen de stratejik ortaktır...
O yüzden derim ki;
provokasyonlara
karşı "sazan" gibi atlamak yerine
soğukkanlı
değerlendirmelerde bulunmak,
daha doğru sonuçlar doğurur...
Yani; OMÜ'nün logosundaki Atatürk Heykeli'nin
kaldırılmasını
isteyen ya da
bu algıyı
güçlendirme
çabasında olanların amacı;
hem üniversite hem de Milli Mücadele'nin
"İlkadım şehri"
Samsun'da bir karışıklık çıkarılmasına
yöneliktir...
Samsunlular her zamanki gibi sağduyulu davranarak
oyunu sezmiş;
OMÜ Rektörü Prof.Dr. Sait Bilgiç de
"Atatürk'ü, OMÜ logosundan
kaldırmaya kimsenin gücü yetmez"
diyerek, bu nankör takımının
ağzının payını vermiştir...
Provokasyonların
panzehri; soğukkanlı davranmaktır...
Hepimiz biliyoruz ki;
onların gücü,
ne Atatürk'ü
yüreğimizden
silmeye ne de
bu ülkeyi
bölmeye yeter!..