Cinsel tacizlerin zaman içinde giderek arttığı gerçeği inkar edilemeyecek düzeydedir. Yalnız, medyadaki haberlerden daha çok olayın meydana geldiği de ortadadır. Birçok olayın ar, namus sebepleri ile gizlendiği veya örtbas edildiği de unutulmaması gereken bir gerçektir. Maalesef bu olaylar ile ilgili bakanlıkların ve kuruluşların gerekli çalışmaları yapmadıkları ve olaylara gereken önemi vermedikleri de ortadadır. Bundan yıllar önce, bir savcı arkadaşım; cinsel taciz ve ensest ilişkilerden açığa çıkanlarının, buzdağının görülen kısmı olduğunu, olayların çok sayıda ve daha vahim olduğunu söylemişti. Burada olayları tek tek ele alarak üzerinde durmak istemiyorum. Yalnız, son zamanlardaki artışa rağmen gerekli önlemleri alınmadığı gerçeğini ortaya koymak isterim. İnşallah gerekli önlemler, kısa zamanda alınır.

Cinsel taciz ile ilgili önlemlerin öncelikle aile içinde alınması gereği ortadadır. Gerek dini ve gerekse geleneksel olarak, böyle davranışlara izin verilmemesine rağmen nasıl olup da bu olayların fazlalaştığı ise, garip bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Binlerce yıllık, gelenek görenek ve dini yasakları bir tarafa iterek, bu durumun ortaya çıkması ise hazin bir durumdur. Özellikle de bazı okullarda, dini kuruluşlarda olayların ortaya çıkışı ise, durumun ciddiyetini gündeme getirmektedir. Bir miktar da olayların sebeplerini irdelemek isterim:

Herkesin gözü önünde yayın yapan birçok gazetede tam boy nü resimlerini görmekteyiz ve gazetenin sayfalarının dörtte üçü aynı içeriktedir. İşin tuhaf tarafı, bu gazetelerin tirajları da oldukça yüksektir. Bunlara ilave olarak, akıllı telefonlarla ve bilgisayarlardaki durum bundan çok farklı değildir. Lütfen, yurtdışına çıkanlar orada durumu incelesinler, böyle durumlara rastlamayacakları kesindir. Öteden beri üzerinde duruyorum. Renkli gazete basımı nereden gelmektedir. Dış ülkelerde renkli basılmış gazetelere rastlamanız pek de mümkün değildir.

Okumayan, okuduğunu anlamayan, okuduklarından yorum çıkaramayan bir nesil yetiştirdik. Yalnız bu nesiller, her şeyi internet veya akıllı telefonların onlara verdiği verilerle değerlendirmekte ve ona göre kanaat sahibi olmaktadırlar. Bütün bunlar da bizi bir yere götürmektedir. Bu yayınlar, sözde Müslüman kimlik üzere, onların bir Batılı gibi düşünmesini ortaya koymaktadır. Zaten de ülkemizi fikri olarak istila etmek isteyenlerin istedikleri budur.

Hayvanların yaşamlarında, iki önemli husus ortaya çıkar: Birincisi beslenme ve buna bağlı olarak da üreme onların hayatını doldurmaktadır. Yalnız, insanlarda ise, en önemli husus üretmek, daha doğrusu fikir üretmektir. Bunun için ise, kafaların içinin bilim ile dolu olması ve başlarının iki omuzlarının üzerinde olması gerekir. Eğer baş yerinde olmakla birlikte, akıl başka yerlerdeki başlarda olur ise, işte ülkemizdeki durum ile karşılaşılmaktadır.

Hiç okumayan, belirli düşüncelerin hap gibi verildiği ve düşünme gereksinimi duymayan gençleri mutlak olarak bu durumdan kurtarmak gerekir. Gazete, televizyon ve internette birçok bilgilere ulaşılabilir, fakat kitap okumanın bir ayrıcalık olduğu gençlere öğretilmelidir. Zira, insan zekasının uçsuz bucaksız hayal gücü, okuyarak olayları çok ve daha değişik şekilde değerlendirecektir. Benim düşünceme göre, çok küçük yaşta gençlerimize okuma zevkini aşılayacak olur ve gerekli eğitimleri verecek olur isek taciz olaylarının büyük bir çoğunluğu ortadan kalkacaktır. Zira, okuma gençlerimizi bağnazlıktan kurtararak, dünyaya daha geniş ve gerçek bir perspektiften bakmalarını ortaya koyar. Saygılarımla.