Adalet Bakanlığı, 1.5 ay önce
ceza infaz kurumlarında
anneleriyle
birlikte kalan
çocuk sayısının
668'e ulaştığını
bildirmişti...
Önce o sayılara
bakalım,
sonra da sadede gelelim...
0-12 ay yaş arasında; 79'u erkek, 70'i kız 149 çocuk, 1 yaş; 73'ü erkek, 67'si kız 140 çocuk, 2 yaş; 67'si erkek, 57'si kız 124 çocuk, 3 yaş; 62'si erkek, 55'i kız 117 çocuk, 4 yaş; 35'i erkek, 42'si kız 77 çocuk, 5 yaş; 22'si erkek, 22'si kız 44 çocuk, 6 yaş; 3'ü erkek, 3'ü kız
6 çocuk, yaşı bilinmeyen 3'ü erkek ve 8'i kız toplam 11 çocuk...

Hiçbir suçu ve günahı olmadığı halde
anneleriyle aynı kaderi
paylaşmak zorunda
kalan bu çocukların durumu,
gerçekten de yürekleri
dağlıyor...
Bu çocukların,
cezaevi koşullarında
sağlıklı
büyüdüklerini
söylemek
mümkün değil...
O çocukların
doyasıya ağlayabildiklerini de
sanmıyorum...
Çünkü, kadınlar koğuşunda
her suçtan insan var...
Onların ağlama
sesine dayanamayıp,
annelerine çıkışanlar,
çocukların koğuş içinde
oynarken,
gürültü yapmalarına
tepki gösterenler de var...
Hatta, bu yüzden
yaşanan tartışmalar sonucunda
kavgalar çıktığı da
oluyor...
Bu anne ne yapacak?..
Çocuk bu, "dur-yapma" uyarısından
anlıyor mu?..
Sağduyu sahibi herkesin empati yapması,
devletin de bu konuda bir
önlem alması gerekir,
diye düşünüyorum...
Türkiye eski Türkiye değil artık!..
Devlet isterse;
sadece çocuklu annelerin
kalabileceği ve içinde
oyun alanlarıyla kreşin
bulunduğu
cezaevleri
inşa edebilir...
Anneleri hangi suçtan tutuklanmış ya da
hüküm giymiş olursa olsun;
çocukların ileriki yaşamlarını
olumsuz etkileyecek
travma,
günün birinde onları suçlu
olarak karşımıza çıkarırsa,
şaşırmamak lazımdır...
Çocuklar,
geleceğimizdir...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın,
her fırsatta öpüp kokladığı, oyuncaklar verdiği ve hatta şakalaştığı çocuklar
kadar, cezaevlerinde
dünyadan bihaber yaşayan
o masum yavruların da
sevgiye ihtiyacı vardır...
Peygamberimizin dediği gibi,
"Evlat kokusu, cennet kokusudur."
Eşleri cezaevinde bulunan
babaları da o kokuya
hasret bırakmayalım
demek, insani bir talep olacaktır...