Gürültü kirliliği ile ilgili olarak kanun ve yönetmelikler olmasına rağmen, hiç kimsenin bunu uygulama gereği duyduğunu görmüyorum. İçinde bulunduğumuz mevsim, düğünlerin ve sünnet düğünlerinin çok fazla olduğu bir durumu ortaya koymaktadır. Elbette, bu mutlu olayları yaşayanlar bunu, çevresi ile paylaşmak istemektedir. Öncelikle evlenenlere mutluluklar diliyorum, Allah'tan ömür boyu bir yastıkta kocamalarını diliyorum. Sünnet olan çocuklarımıza ise, uzun ömürlerle, her şeyin gönüllerince olmalarını temenni ederim. Yalnız, yüzlerce otomobillerle yapılan konvoylar, pek de uygun düşmemektedir. Bunun yanında hiçbir trafik kuralına uymadan, kornaların çalınması da uygun değildir. Düğün konvoyunda olanlar trafik kurallarına uymaz diye bir madde yoktur. Ayrıca, korna çalmak da yasaktır. Bir taraftan mutluluk ile ilgili faaliyetlerde bulunurken, diğer taraftan hastaları ve insanları rahatsız etmeye kimsenin hakkı yoktur. Aşırıya kaçmadan orta yolun bulunması gerekir.

Gürültü kirliliği ile ilgili olarak diğer husus, trafikteki korna olaylarıdır. Kırmızı ışıkta duruyorsunuz, daha sarı yanar yanmaz, arkadaki arabaların çoğundan korna sesleri duymak, trafikte genel kural haline geldi. Ehliyet alan herkesin, yeşil, sarı ve kırmızı renkleri birbirinden ayırabilme özellikleri de vardır. Elbette, trafikte kırmızı ışıkta durur iken telefon sohbeti yapanlar da bulunmaktadır. En önemli özelliğimiz, bir elde telefon, diğer elde sigara ile otomobil kullanıyoruz. Evinden arabasına binerek çıkan kimileri ise, tüm yolların onun olmasını istiyor. Selektör yaparak, korna çalarak yolların kendine açılmasını istiyor. Üç gidişli bir yolda, her üç yolun dolu olduğu durumda, arkadaki arabanın korna çalarak veya selektör yaparak yol istemesini anlamak mümkün değildir. Ayrıca, ambulans veya itfaiye araçlarına nasıl yol verilir bunu bilen sürücü de çok az. Ambulansa yol vereceğine, ondan hızlı olarak otomobil kullanan olduğu gibi, ambulansın arkasına takılarak son sürat gidenler çok sayıdadır. Evimin önünde, dörtlü bir kavşak bulunmaktadır. İnanın saydım. Her yeşil ile kırmızı ışıkta, 30-40 araç geçmekte ve en az ortalama olarak 2 veya üç araç kırmızı ışıkta geçmektedir. Bunun yanında, araçlar, kendilerinin gidiş istikametlerine ait trafik lambaları yerine, diğer araçların trafik lambalarına göre hareket etmektedirler. Daha sarı yanmadan diğer yöndeki kırmızıya dönmeyi beklemeden sarı yandığı zaman hareket etmektedirler. Kırmızı ışıkta geçmeyi adet haline getiren sürücülerle, diğer yoldaki sürücülerin kaza yapmaları işten bile değildir. Ayrıca, slalom yapan araçlar da beni korkutmaktadır. Öndeki aracın sağından geçerek öne geçme hangi kitapta yazılı bilmiyorum. Bugünkü araçlar elbette teknoloji harikalarıdır. Yalnız onların da limitleri vardır. Şunu açıkça belirtmek gerekir, ' kaza yapmadan önce, kendinize göre dünyanın en iyi sürücüsü olabilirsiniz. Ama çoğu zaman, şampiyonluğunuzu görmeniz mümkün olmayabilir. Acele giderek ecele gitmeyiniz. Yollar sizi sevdiklerinize kavuşturan yollar olsun'. Her gün 10 kadar insanımızı trafikte kaybetmek, bir yılda, bir kasaba kadar insanımızın yok olması demektir. Yalnız, benim hayretle karşıladığım bir tenakuzu burada zikretmek isterim. Çok tembel ve hareket etme bakımından isteksiz olan sürücülerin, trafiğe çıktıkları zaman canavarlaşmalarına hayret ediyorum. Yollar müşterek olarak beraberce ve büyük olgunlukla kullanmamız gereken yerlerdir. Sinirlemeye gerek olmasa gerektir. Kurallara uyarsanız, kaza yapma ihtimali yoktur. Saygılarımla.