21. yüzyılın baslangıcında bilgiye her zamankinden daha çok sahibiz.Bu bilgileri kullanmak ve doğru sonuçlara ulaşmak için toplumlar büyük çaba sarfediyor.
İnsanlar, daha yüksek bir yaşam düzeyi talep ediyor, ama stres daha önce hiç görülmedik boyutlarda. Bireyler olarak bizlerden toplumun beklentisi kendi hareketlerimizin sonuçlarına katlanmamız ve yaşamlarımızın sorumluluğunu üstlenmemiz şeklindedir. Bütün bunlar liderlik meselesidir. Bizi bu çelişki ve gerilimlerin içinden çekip çıkaracak olan liderlik becerileri ve strratejileri başka insanlarla geliştirip yürüttüğümüz ilişkilerin süreçlerinde olduğu kadar niteliğinden de kaynaklanıyor. Rekabet gücüne sahip sağlıklı bir toplum ve ekonomi yaratmak için bizi ileri götürecek koçlara ihtiyaç vardır. Koçluk, bir yönetme tarzı, insanlara yaklaşım tarzı ,bir düşünme tarzı ,bir varoluş tarzıdır.
Yönetim ile liderlik arasındaki fark; biri işleri idare eder ,öbürü insanları yönetir. Yönetim bir bilimdir. Bir üniversitede ders konusu olabilir. Oysa liderlik bir sanat olarak görülebilir. Gerçek lider ferdilikten kurtulup cemiyetin malı olabilmesinde, kendi dünyasındaki bütün şahsi meselelerin sosyal mahiyetini kavramış olmasındadır. Lider ne olduğumuzun ne yaptığımızdan daha önemli olduğunu bilen insandır.
Her türlü ekonomik ve kültürel gelişmenin temelinde insan unsuru vardır. İnsanı tanımadan büyük başarıların altına imza atmak kolay değildir. Gençlerimizi yetiştirirken liderlik konusu çok önemlidir. Gençlerimizin kendi kişiliğini tanıması,kişiliklerine uygun yetiştirilmesi ve onlara değer yaratma eğitimi verilmesi çok önemlidir. Daldaki sürgü hem bağımsız bir hücre hem de dalın bütünleyici bir parçası ,dalın ağacın bütünleyici bir parçası, ağacın da ormanın bütünleyici bir parçası olduğunu bilmeliyiz. Bir kişinin eğitimi bile çok önemlidir. Bütüncül bir liderlik yaklaşımıyla geçlerimizi motive edecek bir misyon yaratmak zorundayız.
Geleceğin ileri toplumları gençlerine iyi eğitim veren ,onların beden ve ruh sağlığını koruyabilen toplumlar olacaktır.