Çoluk çocuğun içinde
silah atan
düğün magandaları,
yeni bir yöntem bulmuş!..
Havai fişek atılırken,
gürültünün arasında
silahlar da patlıyor...
"Meskun mahal"
yani "Yerleşim merkezi" diye bir kavram da kalmadı. Adamlar, şehrin
göbeğinde
her türlü silahla
havaya ateş edip,
kutlama yapıyor...
Dinamit atmadıkları
kalıyor neredeyse...
Kaç masum yavruyu,
bu magandalar yüzünden
kaybettik...
Kaç masum insan,
böylesine ilkel kutlamalar yüzünden
sakat kaldı, kim bilir?..
Kutlamalarda silah atılmasına
kendimi bildim bileli
karşıyım...
Beni bilenler bilir...
En yakınım dahi olsa,
böyle düğünlere
gitmem...
Çünkü, rahmetli babamın ustası,
bir düğün kutlaması sırasında
seken bir kurşunla
hayatını kaybetmişti...
Adeta bize bir vasiyet!..
Silahlı kutlama,
örf ve adet değil...
Çünkü, bırakın silah
atmayı, sıradan bir gürültüyle bile
insanları rahatsız etmenin
ne milli ne de manevi
değerlerimizin içinde yeri var...
Bunu önlemek için
güvenlik güçlerinden
çok din adamlarına
görev düşüyor...
Bu ilkelliği
hutbede ve vaazlarda
anlatmak gerek...
Hem de sıklıkla...
Türkiye'nin her yerinde,
dini bayramların
sabahında
ortalık adeta savaş alanına dönüyor...
Adam, bayram namazından çıkıyor,
ardından tetiğe basıyor...
İnsanların bayramlarını
zehir etmeye hiç kimsenin
hakkı da yok haddi de...
Önümüzde, Kurban Bayramı
var...
Hiç kimse, bu nedenle hayatını kaybetmesin,
aileler acı yaşamasın!..
Din adamlarına seslendik
ama bizlerin de yapacağı çok şey var...
Mesela; bu durumlarda
polisi ve jandarmayı arayalım,
hatta telefonla görüntüsünü alıp,
güvenlik güçlerine teslim edelim!..
Hiç kimse canını yolda bulmadı...
Hayat bu kadar ucuz değil!..