Dilin anlatacak
O kadar çok şeyi var ki,
Geriye hiçbir şey kalıyor.
Ölülerin hatırı mesela
Dirilerin hatırını geçeli
Yıllar olmuş.
Eskidikçe eskimiş
Unutulmuş masallara benziyor,
İnsan…
Tutup kaldıracak bir ele
El de,
Cebi elinde zamana kalmış.
Bir daha yaşamayacağın
Dünya için
Dünyaları harcıyoruz artık.
Ağızda üslup
Tavırda nezaket
Gözlerde edep
Nazarda sevgi kalmıyor.
Dün çok mu iyiydi?
Elbette hayır ama
Bu kadar çoğunlukta değildi.
Merhum Akif'i ziyarete gelir biri.
Mehmet Akif, ağır hasta
Yatağında yatmaktadır.
Kapıdan kerli ferli biri girer.
'Geçmiş olsun' der.
Akif saygısından dolayı
Hastalığına rağmen
Ayaklarını toplar.
Hal hatır faslından sonra
Adam Akif'e yönelir;
Bir müşkülünü halletmesini ister:
'Hocam ' Der
Gökkuşağının altından
Erkek geçerse kadın,
Kadın geçerse erkek olurmuş.
Bu doğru mu?'
Diye sorar.
Koca şair,
Bu saçma soru üzerine
Yanındakilere mırıldanır:
'Artık ayaklarımı uzatabilirim…'
Der.
Elde ettiği servetle
Güçle
Nezaketini hepten kaybetmiş
Nazardaki sevgi
Bir çakal bakışına dönmüş
Gözlerde bir yaş gibi
Edebi akıp gitmiş.
Sadece güce yaslanmış
Gücün ayaklandırdığı
Ayakta tuttuğu
Kuru bir ağaca dönmüş.
Cenab-ı Hakk
Dostların eksikliğini vermesin
Yoksa adamsızlıktan
Kuruyup gideceğiz topluca
Güzel günlere uyanın
Sağlıcakla kalın efendim.