Biz, 26 Ağustos'ta iki ayrı ve iki muhteşem zaferi kutladık. Kim hangisini kutlamış olursa olsun ikisi de bizim. İlki olmasa ikincisi olmazdı/olamazdı; ikincisi de olmasa birincinin anlamı kalmazdı. Birisi bu mübarek toprakları Türke açan bir kutlu zaferse diğeri de bu toprakları yabancılara kapatan bir başka kutlu zaferdir. Biri ezele konulmuş noktaydı, diğeri ebede atılmış imza; aradaki destan bizim, kah kanla yazdık kah irfanla kah Yunus'la dile getirdik kah Fatih'le. Kah Afşın aktık batıya, kah Atsız olduk indik Suriye'ye. Kah Çakmak olduk kah Sakallı Nurettin, o olduk, bu olduk hep Türk olduk, Türk kaldık ve hep Türk olacak, Türk kalacağız bu vatanda bu coğrafyada bu acunda.

26 Ağustos'ta ikiye bölündük; bir kısmımız bizim olan Malazgirt'e giderken bir diğer kısmımız da yine bizim olan, yine 'sıksan toprağı şüheda fışkıracak' olan bir başka destan toprağına, Çanakkale'ye gittik. Hala vakit var, sağdan ve soldan, kuzeyden ve güneyden gelip ortada bir yerde Kocatepe'de buluşmak, kavuşmak ve kucaklaşmak için.

Tüm ayrılıkları bir kenara atıp, Malazgirt'ten miras Milli Mücadele ruhuyla bir ve bütün olarak cihanın karşısına dikilmek muhteşem olur. O parti bu parti, o lider bu lider değil tüm partiler; söz gelimi AKP, CHP, MHP, Saadet, BBP, DP ve diğerleri. Sayın Erdoğan, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, Sayın Karamollaoğlu, Sayın Gültekin Uysal. HDP ve Hüda-Par'ı saymıyorum, gelmelerini istemediğimden değil gelmeyeceklerini düşündüğümden; gelirlerse başım gözüm üstüne. Kendini bu milletten sayan herkese açıktır gönlümüz ve kucağımız.

Ve 9 Eylül sabahı liderler, Bel Kahve'den elele girseler İzmir'e!

Birlikse hedef ve semboller ve merasimler birliğin harcıysa bundan daha güzel sembol ve bundan daha muhteşem merasim olabilir mi? Bir bütünse tarih ve millet o tarih içerisinde dil, din, kültür, ortak gaye ve ortak hedefe ortak inançla yürümekse Malazgirt'ten Kocatepe'ye uzanan bir muhteşem tarih ve o tarihten beslenen milli şuurdan daha yararlı ne olabilir bizi millet yapma kavgasında?

Her iki zafer de, yok hayır; sadece iki zafer yok ağustosun son haftasında; daha önce yazdım iki muhteşem zafer daha var. Biri Mohaç, diğeri Sakarya. Hepsi de kutlu olsun. Onların hepsinin de gururu bizimdir. Tıpkı Selçuklunun da Osmanlının da Cumhuriyetin de bizim oluşu gibi. Tıpkı Alpaslan'ın da Kanuni Sultan Süleyman'ın da tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün de bizim oluşu gibi.

Bir kenetlensek, ah bir kenetlenebilsek, gene ne destanlar yazarız kim bilir? Tarih bizi bekliyor.