İtibar sarsma provokasyonları tarih boyunca olageldi. Her siyasi parti, kurum, sivil toplum kuruluşu… vb. içinde itibar sarsıcı, kamuoyu gözünden düşürücü olaylar kasıtla meydana getirilebiliyor. Bazen de çeşitli camialar içinde bazı kişi veya grupların yanlışlıkları, bütüne mal edilerek karşıtlarınca propaganda malzemesi yapılabiliyor.

Cumhurbaşkanımızın sıklıkla vurguladığı 'Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız; hep birlikte Türkiye olacağız!' çağrısına gedik açabilecek acı bir sosyal vakıa ile karşı karşıyayız. Millî birlik gücümüzle kazandığımız 30 Ağustos zaferimizin yıldönümünde önemli bulduğum bu hususa dikkat çekmek istiyorum. Bütün kurum ve kuruluşlar her eylem ve demecine çok dikkat etmelidir.

Çanakkale'de ne oldu? Şehitlerin kemiklerini sızlatırcasına içkili eğlence görüntüleri yayınlanıp duruyor medyada. Olacak iş değil! Çanakkale Ne Diyor oyunumla dünyada eşi görülmemiş bu millî mücadeleyi, milletimin ruhuna tercüman bir dille anlatmaya çalıştım. Sahnedeki gençler kapkara elbiseler içindeydi, elleri de umudu temsilen beyaz eldivenliydi. Coşkuyla seslendiler şehit atalarına: Ey şehit oğlu şehit! Ruhun bizde, gücün bizde; kalmasın gözün geride, ruhun şad olsun şehit!

Burada göğsünde asılı saat yüzünden aldığı isabetten kurtulan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, büyük milletinin ruhuyla haykırıyordu: Size ben saldırmayı emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum; biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir!

O emri verdiği askerin ahvalini de şöyle tasvir ediyordu Gazi: Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre.Yani ölüm muhakkak! Birinci siperdekiler hiçbirisi kurtulmamacasına kamilen düşüyor. İkinciler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıptaya şayan bir soğukkanlılık ve güvenlikle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor; hiç ufacık bir korku ve endişe bile göstermiyor, sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler şahadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kudretini gösteren hayrete değer ve tebrike yaraşır bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Savaşlarını kazanan bu yüksek ruhtur.

Bu ruh, kendini 15 Temmuz'da da gösterdi. Cenab-ı Allah bu destanı da yazmayı bana nasip eder inşallah! Çalışıyorum üstünde. Ancak son Çanakkale olayıyla sarsıldım. Tutamıyorum gözyaşlarımı. Gazi'nin partisinin mensupları nasıl olur da şehitlerin kemiklerini sızlatır. Bu provokasyon demeli Sayın Genel Başkan. Kültür Bakanımız Sayın Numan Kurtulmuş devlet adamı sorumluluğuyla kendisini özre davet ediyor, mutlaka yerine getirmelidir.

Bir de Atatürk anıtlarına saldırılar duyuyorum, içim acıyor. İktidarı milletin gözünden düşürme provokasyonu olduğu apaçık ortada. Bunu asla muhalefet mensupları konu etmemeli. Yeni parti kuruluyormuş. Bakıyorsunuz suç işleyenlerin, kaçakların övgüleri sosyal medyada. Gizli planlar, projeler… vs. deniyor. Bunun da üzerinde durup gündem yaratmanın hain oyunlar değirmenine su taşımak olabileceğini de hesaba katmak lazım. Yapay kahramanlıklar üretmemek gerek. Gerçekten millete hizmet için yeni bir dava ortaya koymak isteyenlerin de kendilerini milletin gözünden düşürecek eylem ve demeçleri hassasiyetle takip edip inandırıcı açıklamalarla milletin yanlış anlamalarından korunması lazım. Kısaca herkes provokasyonlardan kendini korumalı diyorum.