Sanayi ve iş dünyasını ilgilendiren panellerde, konferanslarda veya sohbetlerde konu döner gelir 'Nitelikli İş Gücü İhtiyacına'. Hemen hemen herkesin mutabık kaldığı bu konunun çözümü konuşulurken nedendir bilmem neden bu duruma geldiğimize pek değinilmez. Çözüm önerilerine gelince genelde palyatif çözümler konuşulur, sürdürülebilir bir model hakkında hiç konuşulmaz.

İşte ben bu sorunumuzun başlangıcından günümüze kadar olan sürecinde kendimce yaptığım tespitleri süreç içerisinde eğitim almış biri olarak paylaşacağım.

Ders Çalışmazsan Seni Sanayiye Veririm

Yetmişli yıllarda ailelerimiz derslerine özen göstermeyen, büyüklerinin sözlerini dinlemeyen çocuklarına seslenirken en çok 'Ders çalışmazsan seni sanayiye veririm' söylemini kullanırdı. Sanki sanayi bir bataklık, bir virane, bir kanunsuz ortammış gibi çocuklarına bu örneği veren ebeveynlerimizi kimse uyarmazdı. Bu söylemlerle büyüyen çocuklarımız sanayiden, üretimden hep uzak durdu.

Amaçla , Araçları Her Alanda Olduğu Gibi Eğitimde de Karıştırdık

İyi bir insan, iyi bir vatandaş olabilmeyi bir kenara bırakarak mühendis, doktor, popçu, topçu gibi mesleklere sahip olmayı amaç edindik. Bir fırıncıyı, bir tornacıyı, bir tesisatçıyı, bir kaynakçıyı meslek sahibi olduğunu hiçe sayarak hakir gördük, çocuklarımızı meslek sahiplerinden soğuttuk.

Endüstri Meslek ve Teknik Liselerimiz Gelişimi Kaçırdı

Toplumsal eğilim ve ebeveynlerin yönlendirmesine bağlı olarak eğitim süreçlerinde Endüstri Meslek ve Teknik Liseleri seçmeyen öğrencilerimize bağlı olarak kan kaybı yaşayan meslek liselerimiz, teknolojinin gelişimini yakalayamadı, kendini güncelleyemedi, imalat sanayi ve iş dünyasının beklentilerinin çok gerisinde kaldı.

Hepimiz Mühendis, Doktor Olduk Ama Nitelikli Teknisyen ve Tekniker Yok

Günümüzde sanayi kuruluşları ve iş dünyası mühendis, mimar vb. lisans mezunu personel ihtiyacında çok sayıda alternatif bulabilirken teknisyen ve tekniker ihtiyaçlarında oldukça zorluk çekiyor.

Sürecin böyle devam etmesi durumunda çok değil beş, on yıl sonra iş dünyamızın ihtiyacı olan teknisyen ve tekniker personelleri ithal etmek durumunda kalacağız.

İşbaşı eğitimleri, mesleki eğitim kursları iyi niyetli, sürdürülebilirliği olmayan çözümler. Bir an önce 'Meslek Lisesi Memleket Meselesi' söylemini aklımızdan çıkarmadan Endüstri Meslek ve Teknik Liselerimizi mevcut eğitim sistemimizde özendiren uygulamalara öncelik vermek , eğitim süreçlerinde analitik program yoğunluğu ve kalitesini artırarak üniversite eğitim sürecinde destek mekanizmalarını oluşturmak durumundayız.Yoksa kumpas okuyamayan, mikrometre ile oyun oynanacağını zanneden ,komparatör görmemiş, planya/vargel ayrımını yapamayan mühendisler yetiştirmeye devam ederiz.Küresel zincirin de istediği bu değil mi: Üretemeyen, küresel zincirin ürettiğini satan satış mühendisleri?

İş arayan gençlerimizi analiz ettiğimizde, büyük bir bölümün mesleksiz lise mezunu ve yetersiz eğitim alan üniversite mezunu gençlerimizden oluştuğunu görüyoruz.

Sağlıcakla

Kadir GÜRKAN