Ülkemizde futbol kulüpleri, yabancılar çöplüğüne döndü. Süper amatörden, Süper Lig'e kadar ne yazık ki böyle, çok marifet ya yabancı oynatmak, memleket kurudu sanki.
Altınordu da bütün kulüplere inat yapar gibi yabancısız tek takım unvanına sahip, oyuncuları milli takımımızdan daha yerli, kendi çocuklarımızla değerlerimizle bu yola baş koymuşlar, gayet de başarılılar. Avrupa'nın en köklü kulüpleri oyuncularını havada kapıyor.
Altınordu takımında torpil olmaz, futbol okulundan A takımına kadar yetenekli ve formayı hak edenler giyer. Bizde yıllardır ahbap-çavuş ilişkileri, yeteneklerin yok olmasına, başka kulüplere kaçmasına neden olmuştur.
Gelelim kaybedilen maça...
Öncelikle sakatlığa müsait olan zeminde, senin usta ayakların pas yapamıyor, yapabilse de sakatlanma korkusuyla o riske girmiyor. Altınordu'nun gençleri çıktılar çatır çatır oynadılar. Önde basarak seni hücuma çıkarmadılar. Kontraya yakalandığımız her pozisyon, tehlikeli oldu. Bu zemin düzelmeden eğer orada oynamaya devam edersek, evimizde deplasman yaşar, maç kazanmakta zorlanırız.
Yer yerinden oynamış da haberimiz yokmuş...
Yaptığı, yapamadığı ve yaptırmadığı transferlerle yeri yerinden oynatan Alpay Hoca...
Daha önce de söyledim yine söylüyorum, ikinci bir Adnan Sezgin vakası yaşanıyor.
İddia ediyorum kendisi istifa etmediği sürece, onu buradan hiçbir güç gönderemez. İster inanın ister inanmayın, bu adam başkanın da yönetiminde üzerinde.
Bir şey hatırlatmak isterim...
Erkurt başkana teknik direktör olarak görüşülen isimler var mı diye soruluyor.
Erkut başkan '7-8 hoca üzerinde duruyoruz, bu rakamı 3'e düşürüp bu hafta içi açıklayacağız' diyor.
O rakam 2'ye düşüyor, biri Alpay Hoca tabi ki ve sonra Alpay Hoca Samsun'a gelebilmek için Ankara'ya gerekli baskıyı yapıyor ve gelip imzayı çakıyor.
Şimdiiii bir programda diyor ki, Erkurt başkana kalsa dış transfer tamamlanacaktı ama ben mani oldum diyor.
Yaaa hocam sen başımıza sipariş mi geldin? Kişiliğine saygı duyarım ama hocalığına asla..!!! Gerek Adana Demir gerekse Altınordu maçında 3-0 galip takımın hocası çırpınırken, taraftarın içi kan ağlayıp ateş atarken, senin geçip kulübede oturman taraftarımızın kanına dokunuyor.
Yönetime gelince, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Sen final oynamış takımı önce dağıt. Sonra içinizdeki birilerinin egoları uğruna Samsun'un çocuğu babacan hocayı gönder, Samsunspor çok da umurlarında olan yok Ümit'le, Engin'le, Osman'la ve Alpay'la yerlerde süründür.
Üzülerek söylüyorum, ah var ah. Son sözüm bir an önce bu hocayı gönderin yoksa bu hoca hepinizi bir gönderir. 33. 919 kapasiteli stadyum da itici gücüne inandığımız maraton tribününde 20 TL gibi fiyatla taraftarı yıldırmayın. Taraftarın stadyuma gelişinden gidişine kadar çektiği sıkıntı kendilerine yetiyor. Üstüne bir de kötü sonuç stadyumdan uzaklaştırıyor. Bu takım birilerinin değil sevdasının peşine koşan herkesindir. Kucaklayın taraftarı, beraber olduğunuzu gösterin benden söylemesi...